Tahsin  Keskin

Vali olmuşsun ama adam olamamışsın!

Tahsin Keskin

Dün başımdan geçen iki farklı olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Kıçı koltuktan kalkmayan adam!

Öğleden sonra saat 2 gibi beni arayıp ofisine davet eden arkadaşımı ziyarete gittim.

Uzun zamandır söz verdiğim halde gidememiştim bürosuna.

Aradan 15 dakika geçmeden ofisteki sekreter kız bizim yanımıza gelip patronuna X kişi ziyaretinize geldi, görüşecek misiniz diye sordu.

Arkadaşım da Tahsin bey yabancı değil, buyursun gelsin içeriye, dedi.

Bunun üzerine X kişi ‘’Selamün Aleyküm’’ diyerek yanımıza geldi.

Bende selamını alarak her ne kadar pandemi nedeniyle tokalaşma olmasa da ayağa kalktım.

Ancak içeriye misafiri geldiği halde benim arkadaşımın kıçı hala koltuğundaydı.

İçeriye benden sonra gelen o misafirin gitmesini zor bekledim.

Misafiri içeriye girdiği halde koca kıçını koltuğundan kaldırmayan o arkadaşıma aynen şu cümleyi söyledim ve mekanından ayrıldım.

‘’İçeriye senden daha zengin veya makamlı biri gerince ayağa kalkardın değil mi? İşte senin için cehennemde azap vardır.’’

Hem de bu kişi İmam Hatip mezunu, gerisini siz düşünün.

------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yine dün yaşadığım ikinci olayı da sizinle paylaşmak istiyorum.

Akşam saatlerine doğru telefonumda kayıtlı olmayan bir telefondan arandım.

Arayan kişi en az 5 yıldır görüşemediğimiz ama ailecek yakından tanıdığım Ankara’daki evlerinde kaldığım çok eski haylaz bir arkadaşımdı.

Kendisinin Ankara’daki anlı şanlı görevinden ve yine eskilerden tanıdığım beşinci gelin adayı ile ne kadar güzel anlaştıklarını anlatırken nasıl mutlulardı telefonda anlatamam.

Ertan nihayet biri ile mutluydu ve birisine de mutluluk vermişti diye düşünüyordum artık.

Özenle seçtikleri 21.01.21 tarihindeki düğünlerine beni de davet etmişlerdi, sağ olsunlar.

İkisinin de adına çok sevindiğimi, mutluluklar dilediğimi belirtirken o tarihte de Ankara’da olacağım sözünü vermiştim onlara.

Uzun uzun konuştuktan sonra anne-babasını sordum, nasıllar iyiler mi diye.

Ertan, biraz durgun bir sesle anne ve babasını huzurevine yerleştirdiklerini, orada daha mutlu olduklarını söyleyince bir anda nefessiz kaldım sanki. O an gözümden yaşlar akmaya başlayınca bu hayatın ne kadar nankör olduğunu bir kez daha anlamıştım. Ki o anne baba, tek çocukları olan Ertan’ı en zor zamanlarında bile özel okullarda okutmuşlar ve el bebek gül bebek büyütmüşlerdi. Arsızlıklarından hiç bahsetmiyorum bile.

Kelimeler boğazımda düğümlenmişti, zar zor birkaç kelime edebildim, sonra da vedalaşıp telefonu kapattım.

Ertan’a o kadar çok şey söylemek istiyordum ki aslında, ama yanındaki gelin adayı bozulmasın diye bir şey söyleyememiştim o an.

Şimdi size o naif adamın 15 yıl kadar önce Ertan’ı nezaretten almaya giderken bana anlattığı o hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Beni sosyal medyadan takip ettiğini ve yazılarımı okuduğunu söyleyen Ertan, bu hikaye senin için…

Vali olmuşsun ama adam olamamışsın!

Çok eskiden bir adamın, haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış. Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda; ''Oğlum sen adam olamazsın!'' dermiş.

Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında çıkan bir tartışmadan sonra, bizim haylaz oğlan babasına saygısızlık yapmış. Ve almış başını gitmiş. Çalışıp, çabalamış. Çeşitli okulları bitirip, bir sürü imtihana girmiş. Sonunda kendi şehrine vali olmuş.

Daha koltuğuna oturur oturmaz; ''Gidin, filan köyde şu isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin.'' diye emir vermiş.

Valinin adamları gidip, söylenen köydeki ihtiyar Ahmet efendiyi bulmuşlar. ''Seni Vali huzuruna çağırıyor.'' diyerek, adamı apar topar valinin karşısına çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanıp sigarasını tüttüren Vali, yani bizim haylaz oğlan sormuş;

- ''Ben kimim? Beni tanıdın mı?''

Yaşlı adam oğlunu tanıyamamış.

Vali, intikamını almış olmanın gururu içinde,

- ''Ben senin oğlunum!'' demiş. ''Hani sen bana iki sözünün birinde, adam olamazsın, derdin. Bak işte vali bile oldum.''

Adamcağız meseleyi hemen anlamış;

- ''Beni ayağına bunu söylemek için mi çağırdın? Ben sana vali olamazsın değil, adam olamazsın demiştim. Yaşlı insanları ayağına çağırmakla ve onların yanında saygısızca sigara içmekle, insanları küçük görmekle adam olamayacağını gösterdin.''

Yazarın Diğer Yazıları