Büyük felaketler veya sosyal olaylardan sonra ortaya bazı istismarcılar çıkar.
Bunlar için bu zamanlar bulunmaz fırsatlar yaratır.
İşte şu anda tam da bu zamanı yaşıyoruz.
Bunların bir kısmı dini duyguları kullanır,
Bir kısmı Türk Toplumu’nun en hasas noktası vicdanına seslenir, onu kullanır,
Bazıları da siyasal iktidara söyleyemediklerini sivil toplum kuruluşları üzerinden söyleyerek hiç günahsız insanları suçlayıp toplumda kaos çıkarma derdine düşer.
Hepsine örnek vereceğim.
Önce Haluk Levent ile ilgili dünkü yazımın çok ses getirdiğini söylemek istiyorum.
Ne yorumlar, ne mesajlar gelmiş!
Haluk Levent’i savunanlar da var, Haluk Levent’in üzerinden devletin kamu kurumlarını suçlayanlar da var, yazdıklarıma katıksız katıldığını söyleyip bizi destekleyenler de var.
Bütün yorumlar ve eleştiriler elbette baştacımızdır.
Ancak bazen elmalarla armutları karıştıranlar oluyor.
Devletin bazı hayır kurumlarının iyi işlemediğini düşünüp ‘’Devlet'e gideceğine Haluk Levent’e gitsin’’ demek ahmaklık değil de nedir?
Devletin hayır kurumlarında yanlışlık varsa onu eleştirelim ama bunun yerine ortaya çıkan fırsatçılara da izin vermeyelim istiyorum.
Dolandırıcılıktan defalarca yargılanmış ve hapis cezası almış Haluk Acil, nam-ı diğer Haluk Levent, dünkü yazdıklarımdan birkaç saat sonra açıklama yapmış.
Zat-ı Muhterem, twitter’den yaptığı açıklamada;
‘’Sahada çalışırken yüzlerce sorun varken yurt içi ve yurt dışından 15 yıl önceki sıkıntılarım davalarım yapılıp çiziliyor.
Geçmişi devamlı dile getirenlere dair kötü bir haberim var.
Ben davalarımdan tek tek beraat ettim.
Adalet Bakanlığımız’da tüm dosyalar mevcuttur.
Bilginize’’ demiş.
Ben Haluk Levent’in yaptığı yasal değildir, demiyorum ki...
Geçmişte onca insanın canını yakmış, bu konuda hapis yatmış birine tutup da 850 milyon lirayı nasıl emanet ediyorsunuz, diyorum?
Nereyi anlamadınız, onu da bilmiyorum!
Çok daha net bir ifadeyle; Haluk Levent’in başkanlığını yaptığı Ahbap Derneği’nde toplanan bu muazzam para belki yasal olabilir ama vicdanları rahatsız etmektedir, diyorum.
Bir de kötü işleyen STK'ları örnek verip, Haluk Levent’i övmeyin lütfen.
Bu yaptığınız da doğru bir yol değildir.
Hepsi bir tarafa. Bir de işinden gücünden fedakarlık yapıp, depremin yaralarını sarmak için hem zamanını hem parasını verenlere karşı yürütülen itibarsızlaştırma çabalarını hayretle izliyorum.
Hem de Kocaeli'de...
İddiaya göre Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı Ali Sarı, depremzedeler için Kocaeli’deki fırıncılardan toplanan 3 bin ekmeği depremzeler yerine başka bir yere vermiş.
Bu kadar mı ahlaksızlık olur?
Bu kadar mı utanmazlık olur?
Ali Sarı’nın depremzedeler için toplanan 3 bin ekmeğe mi ihtiyacı var, Allah aşkına!
Bu nasıl bir saçmalıktır?
Bu nasıl bir zırvalıktır?
Sosyal medyada dolaşan videoyu gördükten sonra işin aslını öğrenmek için hemen Ali Sarı’yı aradım.
Bu videoyu çeken ve sosyal medyada yayınlayanlar hakkında bugün suç duyurusunda bulunup, basın açıklaması yapacağını belirten Sarı, aynen şu ifadeleri kullandı;
‘’Bu videonun çekilmesi de konusunun edilmesi de abesle iştigaldir aslında. Kahramanmaraş’taki deprem için çeşitli sivil toplum kuruluşlarından deprem bölgesine ulaştırılmak üzere bizden yardımlar istenmiştir. Bize başvuru yapan her sivil toplum kuruluşunun ekmek yardım talepleri imkanlarımız ölçüsünde karşılanmıştır.
Hicret Vakfı'da Malatya’daki depremzeler için ekmek yardımı istenmiştir. Biz de bu çağrıya kayıtsız kalmayarak oradaki depremzede kardeşlerimize ulaştırılmak üzere 3 bin ekmeği İzmit CarrefourSA alanında Hicret Vakfı’na teslim ettik. Söz konusu ekmekler, Malatya’daki depremzedelere de ulaştırılmıştır. Bunun da takipçisi olduğumuz halde bizim suçlanmamız bizi gerçekten derinden yaralamıştır.
Kocaeli Fırıncılar Odası olarak hiçbir kurum ve kuruluşa veya etnik gruba ayrımcılık yapmadan depremzedelere ulaştırılmak üzere gelen bütün talepler karşılanmıştır. Böyle bir durumda her ne şekilde ve nasıl olursa olsun herhangi bir gruba veya kuruma ayrımcılık yapmak gibi bir anlayımış olamaz.
Deprem bölgesi ile iletişim halindeyiz, onların herhangi bir talebini karşılamak için odamız üyelerinin yoğun desteğini alıyoruz zaten. Bu vesile ile bize pişmiş ekmek desteğinin yanı sıra yine bölgeye ulaştırılmak üzere un desteği sağlayan üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum’’
Ali Sarı’yı ben de tanırım.
Sarı’nın kimseye haksızlık yaptığını görmedim,duymadım, özellikle böylesine hassas bir konuda yanlışlık yapmayacağını herkesin bilmesini isterim.
Depremzedelere ulaştırılmak üzere istenen ekmek yardımına olumsuz cevap verseydi, işte o zaman yanlış yapardı.
Sosyal medyada bu paylaşımları yapanlar bari gitsinler, Ali Sarı’dan özür dilesinler.
Ekmek zammı konusunda yeri geldiğinde acımasızca eleştirdiğim Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı Ali Sarı’ya böyle bir olayda sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
Zaten konuştuğum bazı oda üyeleri Ali Sarı’ya kefil olduklarını ve ondan asla bir yanlış gelmeyeceğini üstüne basa basa söylediler.
Sosyal medyada üç beş kendini bilmezin paylaşımlarıyla değerlerimizi kaybetmeyelim.
Sosyal yardım derneği adı altında milyonları götürenlere ses çıkartmayanların yıllardır doğruluğu dürüstlüğü ile nam yapmış bu tür insanlara çamur atma heveslerinin yine kursağında kaldığını görüyorum.
Ne diyelim?
Allah’ım, herkese yaptığının karşılığını kat kat versin.
İŞTE MALATYA’DAKİ DEPREMZEDELERE ULAŞAN 3 BİN EKMEĞİN VİDEOSU;