Sendika-cılık!

Dünyanın bütün ülkelerindeki insanların el emeği, farklı zaman aralığında takdir görmüş ve değer bulmuştur.
Çalışanın verdiği emek karşılığında alacağı hakları ise onlar adına kurulan örgüt, yani sendika tarafından gözetilmiş.
Dünya ölçeğinde sendikacılığı takdim ve tarif etmek zaman alacağı için Türkiye'ye bakalım..
İşçilerin sendikadan haberi yokken, 27 Mayıs ihtilalinin geçici hükümetindeki Çalışma Bakanı Bülent Ecevit'in iradesiyle alevlenen bir örgütsel aşama.

O güne kadar kadar tek sendika olan Türk-İş , karşısında DİSK ve sonrasında HAK-İŞ'i buluyor.
1970'li yılların sosyo ekonomik koşulları doğal olarak ülkemizdeki sendikal anlayışı da etkiliyor.

KIT lerin devlet çiftliğine çevrildiği yıllarda 10 bin kişinin çalıştığı SEKA'da örgütlü Selüloz-İş Sendikası nın günümüzdeki durumu ortada.

Çünkü, işe gelmedikleri halde kartı basılmış olanlar için uygulanacak 17. Madde sendika yöneticileri tarafından askıya alındı.

Sonra ne oldu?

SEKA tarihe karıştı.

Kocaeli, kağıt sektöründen sonra en önemli sektör olan lastik üretiminin başkenti oldu.

Lastik üretimi, kağıt üretmeye benzemez.

SEKA işçisi olsa olsa koku duyar ama lastik işçisi kurum solur.

Lastiğin hammadesi işlenme esnasında yaydığı koku ile insan sağlığını tehdit eder.

Lastik sektöründeki ülke başkenti tartışmısız Kocaeli.

Amma velakin, lastik fabrikalarında akciğerlerini çürütme pahasına çalışan işçilerde örgütlü olduklarını ve haklarını koruduklarını sandıkları sendikanın yöneticilerini biraz daha sorgulasınlar.

Ki, sonu cılık olmasın.

Yazarın Diğer Yazıları