Tahsin  Keskin

Yerim senin blöfünü!

Tahsin Keskin

Dün gece geç bir saatte bir arkadaşım aradı.

Okumuş, yurt dışında eğitim görmüş, aklı başında biri.

Telefonda bana;

‘’Tahsin, savaşa giriyormuşuz, sen ne düşünüyorsun ‘’ diye sordu.

Ona telefonda söylediklerimi sizinle de paylaşma zorunluluğu hissediyorum.

Çünkü, insanlardaki ‘’şimdi ne olacak’’ ve ‘’panik havası’’ hiç hoşuma gitmedi.

Birileri bu panik havasından yararlansa da düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Birincisi ve en önemlisi Türkiye ABD ile savaşa falan girdiği ve gireceği de yok.

Rahat olun.

ABD, bırakın Türkiye’yi, büsbütün düşman olduğu İran ile bile savaşa girmeye cesaret edemez.

Çünkü bu iki ülke ne Ürdün’e, ne Irak’a, ne Suriye’ye ne de Libya’ya benzemez.

Bu iki ülkenin tarihi ve savaş kültürü binlerce yıl öncesine dayanıyor.

Yani kaba tabir ile ‘’biraz sıkar’’.

İkincisi Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyi bizim sürekli girdiğimiz bir bölge değil mi zaten.

Kanlı terör örgütü ile mücadelemiz hiç bitmedi ki zaten.

Ayrıca binlerce ABD askerinin olduğu zamanda bile girdiğimiz Kuzey Irak’ta şu anda sadece 50 ABD askeri var. Onlarında bulundukları yer belli.

O yüzden ABD ile savaşa girmeyiz, merak etmeyin.

Peki Trump, neden " Türkiye belirlediğim sınırların dışına çıkarsa ekonomisini mahvederim " dedi.

Siz buna da inanmayın.

Türkiye’yi hangi sınırların dışına çıkmakla tehdit ettiği belli değil.

Trump, kendi belirlediği sınırları bile söyleyemiyor.

Bu da Trump’ın, blöfünden başka bir şey değil işte.

Açık ve net…

ABD, Kuzey Irak’ta saplanıp kaldı.

Milyarlarca dolar harcadı ve hiçbir kazanımı olmadı.

ABD, buraya gelirken Kürtlere de çok büyük sözler verdi ama bunların hiç biri de yerine getirmedi.

Şimdi Kürtler burada yapayalnız kaldı.

Türkiye ile baş başa kaldı.

Trump için bunun ABD iç siyasetinde elbette bir karşılığı ve bedeli olacak.

Bunun için tepkileri en aza indirmek için blöfler yapıyor.

2020’de ABD’de başkanlık seçimleri var.

Demokratlar çok tepkili ve durumu da iyi kullanacaklar gibime geliyor.

Demokratların ‘'cimrilik ve nefretle beslenen para avcısı'’ olarak gördükleri Trump’ın ve Cumhuriyetçilerin işi bu sefer daha zor olacak.

Ayrıca İsrail’in, Yahudi lobisinin tepkisini en aza indirmek için Trump’ın bir şeyler yapması gerekiyordu. O da bunu yaptı.

Hiç aklınız alıyor mu?

Türkiye’nin ekonomisini mahvederim diyeceksin, sonra da Kasım ayına Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme isteyeceksin.

Üstelik bu görüşmeyi de Cumhurbaşkanı Erdoğan kabul edecek.

Yerim senin blöfünü!

Ancak şunu net olarak söyleyebilirim.

Kuzey Irak’ta Türkiye’nin dediği oldu.

Her şey daha bitmedi elbette ama ortada bir başarı vardır.

Bu Türkiye’nin başarısıdır.

Bu Sayın Erdoğan’ın başarısıdır.

Bu yüzden Sayın Erdoğan’ı kutlamak gerekiyor

 

Yazarın Diğer Yazıları