‘’Türkiye’deki Coronavirüsü, sadece virüs değil!’’ - Tahsin Keskin

‘’Türkiye’deki Coronavirüsü, sadece virüs değil!’’


Ben söylemiştim, ben yazmıştım demeyi hiç sevmiyorum.

Ama maalesef ben yine haklı çıktım.

27 Şubat’taki ‘‘Türkiye’de Coronavirüsü!’’ başlıklı yazımda;

‘’Bu bir ciddi salgın.

Hiçbir ülkenin ‘’Coronavirüs’ü kontrol altına alındı’’ açıklamalarına asla inanmayın.

Virüs dünyaya daha yeni yayılmaya başlıyor.’’ Demiştim.

Aynı yazımın son bölümünde;

‘’Bu virüs er veya geç Türkiye’de de görülecek.

Bunca dünya ülkesinde ve komşularımızın hepsinde görülen bu virüsün Türkiye’yi es geçeceğini düşünmek çok saflık olur diye düşünüyorum.’’ Demiştim.

Yazılarımı takip edenler bilirler.

Atmasyon yazılar yazmam.

Şimdi gelelim bundan sonra ne olur’a?

Öncelikle Coronavirüsün Avrupa’da hız keseceğini hiç düşünmüyorum.

Türkiye’de ise bu vakaların artacağını düşünmekle beraber ekonomiye zararının düşünülenden çok daha fazla olacağını tahmin ediyorum.

Hatta bazı firmaları batırma noktasına getireceğini düşünüyorum.

O yüzden aman dikkat!

Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Coronavirüsüne karşı aldığı önlemleri çok yerinde ve tam zamanında olduğunu düşünenlerdenim.

Ancak bazı eksikler görüyorum.

Örneğin spor müsabakalarının ertelenmemesini doğru bulmuyorum.

Spor müsabakaları şu dönemde mutlak surette ertelenmeliydi.

Gerçi şimdi ertelenmese bile daha sonra alınacak kararla erteleneceğini öngörüyorum.

Çünkü toplumun afyonu olan futbol maçlarına seyirci almayacaksınız ama oynanan maçları toplu alanlarda seyrettirirseniz bu önlemin ne anlamı kalır?

Herkesin evinde Digiturk yok.

Yani seyirci statta olmayacak ama kapalı alanlarda ya da kahve köşelerinde olacak.

Sizce bu daha tehlikeli değil mi?

Siz insanları toplu alanlardan uzak tutayım derken yüzlerce kişinin bulunduğu kapalı alanlara itiyorsunuz.

Futbol bu!

Futbol toplumun en büyük afyonu olduğu için benim insanım, ölmeyi göze alır ama yine de o maçı izlemeye o kalabalığın içine girer.

İşte o zamanda alınan önlemlerin hiçbir kıymeti kalmaz.

Bütün bunlara rağmen bir alternatif daha yaratılabilinir bence.

Sadece ülkemizin değil bütün dünyanın tehdit altında olduğu Coronavirüsüne herkes bir bedel ödüyor.

Digitürk’te elini taşın altına koysun ve maçları şifresiz kanaldan versin.

Belki para ödeyen abonelere haksızlık olacak ama bu olağanüstü dönemden çıkış için başkaca bir çare kalmıyor bence.

Ayrıca açık kanaldan daha çok reklam alınacağı için Digitürk, bu fikrime daha sıcak bakar diye düşünüyorum.

Yoksa ligler ertelenecek ve Digiturk de bir kuruş bile reklam parası alamayacak.

En önemlisi de uzunca bir süre bu toplum futbolsuz kalacak.

Pekii, futbolsuz kalınca ne olur?

Toplumun düşünmeye ve sorgulamaya zamanı olur.

Sorgulayınca siyaset yapar ve iktidara dert olur.

O yüzden toplumun selameti için;

Haydi Digiturk, göreyim seni…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Mar

İzmit’te büyük sürpriz!

27Mar
25Mar

Bir iftardan daha fazlası!

22Mar
21Mar

Kandırıldık!