Tahsin  Keskin

Nerdesin İzmit Zabıtası?

Tahsin Keskin

Bugün size yıllar önce yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.

Bu olayı anlatırken geçmişten günümüze esnaf adına hiç bir şeyin değişmediğini hatta zamanın esnafın aleyhine işlediğini göreceksiniz.

Bundan yıllar önce kış mevsiminin ama soğuk olmayan bir akşam havasında kız arkadaşımla yolda yürürken acıktığımızı hissettik.

Nereye gidelim derken kız arkadaşımdan yemek yeri için öneri geldi.

Kiracı oldukları ev sahibinin seyyar köfte arabası olduğunu ve çok lezzetli köfte yaptıklarını söyledi.

Bende istemeye istemeye ve yarım ağızla ‘’istersen oraya gidelim’’ dedim.

''Gidelim'' kelime ağzımdan çıkmıştı bir kere.

Bir de bu kızla daha yeni bir birlikteliğim var, üstelik de kızı çok beğeniyorum.

Yani anlayacağınız sözümden dönme şansım hiç yoktu.

Neyse gittik bizim kızın seyyar köfte arabası ile köfte satan ev sahibinin mekanına.

Mekan dediğime bakmayın öyle.

Köfte arabası ve 8-10 tabureden oluşan cadde üzerinde bir yer.

Hoş beş ve tanışmadan sonra köfteciye siparişlerimizi verdik.

Hijyen konusundaki tedirginliğimi hisseden kız arkadaşım, endişelerimi giderdikten sonra gelen köfte ekmeğin nasıl bittiğini anlamadım bile.

O lezzet hala aklımda.

Çok lezzetliydi hem de çok.

Sohbetimiz sırasında köfteciye yediğimiz köftenin lezzeti karşısında çok şaşırdığımı ve neden sabit bir yerde dükkan açmadığını sordum.

Verdiği cevap aynen şuydu;

‘’Dükkan açsam, dükkanın kirası, stopajı, tabela vergisi, muhasebesi, KDV’si, çalışan elamanın maaşı, sigortası bana neye mal olur biliyor musunuz?

Burada ne satarsam ne kadar kazanırsam kendime kalıyor, neden dükkan tutayım?’’ dedi.

Adama ne diyeceğimi şaşırmıştım doğrusu.

Asıl bomba şimdi geliyor!

Köftecinin dükkanından ayrıldıktan bir süre sonra saatte gece geç vakit olunca kız arkadaşımın ailece yaşadığı evine doğru yola çıktık.

Kızın kaldığı eve doğru giderken bir gecekondu bekliyordum doğrusu.

Aman Allah'ım bir de ne göreyim;

Deniz manzaralı, bahçeli ve beş katlı bir apartmanın önünde durmuşuz.

Ben apartman diyeyim siz saray yavrusu...

İşte bu önünde durduğumuz saray yavrusunun tamamı o köftecinindi.

Bir dairede kendi kalıyor, diğerleri kirada…

Resmen şoka girmiştim o gün.

Ancak o gün Türkiye gerçeğiyle karşılaştığımın farkında değildim aslında.

Bu ülkede kendine miras kalmadan, helalinden bir şeyler yapmanın ne kadar zor olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum maalesef.

Onun için dükkanı olmayan, vergi vermeyen seyyar satıcılardan uzak durun.

Özellikle esnafın belini büken seyyar satıcıların İzmit sokaklarında cirit atmasından büyük rahatsızlık duyanlar bizi arayıp konuyu gündeme taşımamızı istiyorlar.

İzmit’in çeşitli noktalarında 15-20 bin lira kira verip karşısında aylık üç yüz beş yüz liralık bedelle İzmit Belediyesi’nden aldıkları izinler ile iş yapan seyyar arabaları zaten zor durumdaki esnafı batağa sürüklüyor.

Bu konuda İzmit Belediyesi Zabıtası harekete geçmesi gerekiyor.

Simitçi ise sadece simidini satsın, simitçinin tezgahında tatlının ne işi var?

İzmit’in hemen hemen her bölgesinden şikayetler üst üste gelirken özellikle Yeşilova Bölgesi’nden gelen şikayetlerin çok daha arttığını görüyoruz.

O yüzden biz de soruyoruz;

Nerdesin İzmit Belediyesi Zabıtası?

Yazarın Diğer Yazıları