Kocaeli Şehir Hastanesi’ne hiç gittiniz mi?
Ben ilk defa bu ay gittim.
Burası ne muazzam bir hastane olmuş böyle?
Dışarıdan bakınca A.B.D.’deki Johns Hopkins Hastanesi halt etmiş.
Gerçekten burası her Türk Vatandaşının gurur duyacağı bir hastane olmuş.
Bin 200 yatak kapasitesine sahip, 395 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulmuş, 63 ameliyathane odası bulunan Kocaeli Şehir Hastanesi, son model makinalarla donatılmış, efsane bir yerden bahsediyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seversiniz, sevmezsiniz veya beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ayrı bir şey.
Ancak Türkiye’deki Şehir Hastaneleri’ni görmezden gelip, sağlık alanında bir şey yapılmadı, derseniz, en hafif tabirle ayıp edersiniz. Allah sizi cehenneminde yakar.
Çok açık ve tartışmasız söylüyorum Şehir Hastaneleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir başarı hikayesidir.
Başbakan olduğu 2002 tarihinden beri Şehir Hastaneleri’nin hayalini kuran Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’dan ve bu işe katkısı bulunanlardan Allah, binlerce kez razı olsun.
Ancak böylesine büyük hayallerle kurulan, yapımı için milyarlarca lira para harcanan ve yaklaşık bir yıl önce hasta kabulüne başlayan Kocaeli Şehir Hastanesi’nde yaşadıklarımdan sonra çok büyük hayal kırıklığına uğradım.
Fiziki şartları ve son model makinaları ile dünyanın en gelişmiş hastanerine taş çıkartacak böylesine muazzam bir hastane böyle olmamalı, böyle yönetilmemeli?
Bir hastane vatandaşına böyle davranmamalı?
Bu hastaneye verilen bunca emeği kimse böylesine hunharca buruşturup çöpe atamaz.
Kimsenin buna hakkı yok.
Hele hele oraya gelen vatandaşı küçük gören, aşağılayan hatta suçlu muamelesi yapıp, derdest etmeye çalışmak kimsenin hakkı değil, haddine de değil.
Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Bahri Elmas, sırça köşkünden çıkıp şöyle biraz hasteneyi gezse, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaktır.
Eminim, Başhekim Elmas, yazımdan sonraki ilk gün hastaneyi gezip bakacaktır, ama onun gezip bakmasından kısa bir süre sonra hastane yine eski halini alacak.
Çünkü hastane kontrolden çıkmış durumda.
KOCALİ ŞEHİR HASTANESİ’NDE NELER YAŞADIK?
Bu hastaneye ben ilk olarak iki hafta önce gittim.
Annemin, yüksek tansiyon rahatsızlığı var.
İstanbul’da onca hastaneden sonra yakın bir arkadşımın tavsiyesi ile Kocaeli Şehir Hastanesi’ne getirdik.
Elbette kentin insanı olduğumuz için tanıdık birini bulmamız zor olmadı.
Allah razı olsun çok değerli bir kardeşimizden, onun sayesinde Kocaeli Şehir Hastanesi’ne ilk gittiğimiz gün 10 numara, 5 yıldız hizmet gördük.(İsmini vermek istemiyorum, çünkü bundan sonra yazacaklarım hiç hoş şeyler değil, kabak onun başına patlamasın)
O gün yapılan muayeneler, tetkik, film, röntgenlerle mutlu bir şekilde eve döndük.
Ertesi gün Kocaeli Şehir Hastanesi için güzel bir yazı yazmayı düşündüm, ama seçim öncesi siyasal gelişmeleri öncelikli tutarak bu yazıyı seçim sonrasına bırakmıştım.
İyi ki de seçim sonrasına bırakmışım.
Meğer adamımız olmadan Kocaeli Şehir Hastanesi’ne gittiğimizde nelerle karşılaşıyor, neler yaşıyor muşuz, o zaman öğrendim.
Geçen hafta biricik anneciğim için bu sefer Göğüs Hastalıkları Bölümü için 182’den randevu aldık.
Diğer tanıdığımız dostumuzu rahatsız etmemek için bu sefer kendisini aramadık, üç kişi hastanenin yolunu tuttuk.
Nasılsa mükemmel hizmet veren bir şehir hastanemiz var, dedik ama hastanede ilgili bölümü bulana kadar resmen anamız ağladı. Yok gerçekten kadıncağız ağladı.
Bizden bir kişi önden gidiyor, gelen geçenden adres soruyor, ben de annemi tekerlekli sandalyeyle önde gidenin arkasından götürüyorum.
Neyse ki, bölümü bulduk, kaydımızı yaptırdık.
Binbir suratla ‘’Şuraya geçin’’ emir kipiyle konuşan kadın bizi doktorun odasına yönlendirdi.
Yüzlerce çalışan içinde elbette ters, nursuzlarla karşılaşmamız doğal dedik, doktorun odasına girdik.
Doktor, gerçekten çok ilgili çok dikkatlice bir muayeneden sonra ‘’Teyzemize, tomografi çektirmemiz gerekiyor. Tomografinin sonucuna göre size bir şey söyleyebilirim. Bugün burdayım, ’’ dedi, kağıdı yazdı, bize verdi.
Anneciğim 80 yaşında olduğu için doktor, kağıda ‘’Öncelikli’’ ibaresini geçmiş.
Oradan binbir çabayla tomografi için sıra alınan yeri bulduk, tomografi çektireceğimizi hayal ederken ‘’Bugün çok doluyuz, yarın gelin’’ dediler.
Biz de ‘’Doktor, tomografiyi çektirin, gelin, dedi. 80 yaşında kadını yarın tekrar getirmeyelim, beklersek, bize sıra gelmez mi ’’ diye sorduk.
Oradakiler ‘’İftara kadar açığız, iftardan sonra tomografiyi çeken biri yok’’ dediler.
Mübarek Kocaeli Şehir Hastanemizde tomografi bölümü ezan saatine göre ayarlanmış.iftara kadar tomografi hizmeti veriyormuş.
Koskoca Kocaeli Şehir Hastanesi, 80 yaşındaki kadına ‘’Bir tomografi için bugün git, yarın gel’’ diyor.
Olmaz,
Böyle hizmet olmaz.
Bankodaki kız da bir ukala konuşuyor, anlatamam.
Sanki hastane babasının.
Anneciğim yanımda olduğu için ben de bir şey diyemiyorum, ama tavırları oldukça sinirlerimi bozdu.
Bu hastane de çalışanların hepsi Ağa, Paşa, hasta ve hasta yakınları hariç…
Neyse, Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Bahri Elmas, ne kural koyduysa ona uyacağız, dedik, evimize gittik.
Ertesi günü tekrar yaşlı kadını alıp, hastaneye geldim.
Bu sefer, yanımda annemin dışında kimse getirmedim.
Bir basit Tomografi çektirmek için başka kime ihtiyaç duyabilirsiniz, değil mi?
Öyle değil.
Size tavsiyem Kocaeli Şehir Hastanesi’ne gelirken oldukça kalabalık gelin.
Nasıl ve neyle suçlanacağınızı bilemezsniz, yanınızda mutlaka bir de şahit bulundurun.
ISS BU HASTANEDE NE İŞ YAPIYOR?
Tomografi için tam saatinde hastanedeyiz ama tomografinin nerde çekildiğini bilmiyoruz.
Tomografi için sıra alınan yer ayrı, tomografi çekilen yer ayrı, hastane uzay üssü gibi her yer birbirine benziyor.
Hastane çok büyük, çok geniş ve çok yeni olduğu için aslında hastaların her çıkış yaptığı noktaya bir hasta yönlendirme elamanı yerleştirilmiş. . (Kocaeli Şehir Hastanesi’nin güvenlik ve tesis yönetim işlerini ISS firması yapıyor)
O firmanın yetkililerine soruyorsunuz, onlar sizi yönlendiriyorlar.
Çok güzel bir uygulama ama yönlendirmede çalışan bulabilirseniz elbette.
ISS çalışanları hastaları ve hasta yakınlarını yönlendirmekten daha çok ya telefonla konuştukları ya da telefonlarında sosyal medyayla ilgilendikleri için çoğunun işle hiçbir alakası yok.
Biz de asansötle kata çıktık, bizi yönlendirecek bir kişi arıyoruz ama öyle biri ortada yok.
Bizim gibi sağa sola bakıp, şansa bir yöne gidenleri gördüm.
O arada yüzü pencereye bakan, arkası bize dönük, telefonla konuşan ISS firmasının üniformasını taşıyan başörtülü birine gözüm rastladı
2-3 kez seslenerek ‘’Hanımefendi, Tomografi çekilen yer neresi’’ diye sordum ama benim arkamdan başkaları da yönlendirme için soru sorunca ‘’Bakın Hanımefendi, bunca insan gideceği bölümü öğrenmek için mücadele veriyor, siz bize sırtınızı çevirmişsiniz telefonla konuşuyorsunuz. Sizi buraya neden koydular? Tomografi çekilen yer neresi? Lütfen söyler misiniz?’’ diye sordum.
Yine telefonunu kulağına götüren bu bayan bu sefer bana dönerek ‘’2 dakika bekleyin, amirim geliyor’’ dedi.
Ben de kendisine ‘’Siz, tomografi çekilen yeri bilmiyor musunuz? Amirinizle ne işimiz var anlamadım’’ diye sorunca bu sefer başını sallayarak ‘’Görürsünüz, neden geliyor’’ dedi.
Birkaç dakika sonra amiri geldi, amirinin kulağına bir şeyler fısıldadı.
Amiri de ‘’Güvenliiiiik, güvenlik nerdeeeeee’’ diye çığlıklar atmaya başladı.
Ben başka bir yerde bir şey var, sanıyorum.
Meğer güvenliği çağırmalarının sebebi biz mişiz.
‘’Hayırdır, güvenliği bizim için mi çağırdınız’’ diye sordum.
‘’Evet, sizin için çağırdım. Arkadaşımıza bağırmışsınız’’ deyince başörtülü kız ağlamaya başladı.
Resmen hastanede orta oyunu dönmeye başladı.
Bir anda annemle gözgöze geldik.
İşte tam o esnada ben patladım, ama nasıl bağırmaya başladım bir görseniz.
‘’Burda oyun mu oynatıyorsunuz. Şu ana kadar bağırmamıştım ama şimdi bağırıyorum işte. Kim durduracak beni şimdi güvenliğiniz mi? Siz kimsiniz de bana tiyatro oynayacaksınız. Bağırma öyle değil böyle olur. Buradaki kamera kayıtlarını istiyorum. Orda her şey görülecek’’ deyince deyince hepsi çil yavrusu gibi dağıldı.
ISS çalışanı Amir olan Aynur Hanım ismini verdi ama diğer başörtülü bayanın ismini vermeden onu olay yerinden kaçırdılar.
Olaydan sonra yanıma gelip ‘’Bu hastane hep böyle, sesimizi çıkartamıyoruz, bunlardan çok şikayetçiyiz, ama isimlerini söylemedikleri için şikayet edemiyoruz. Hastane yönetimi bizden isim istiyor. Biz de isim veremiyoruz. O zaman yapacak bir şey yok, diyorlar’’ diyen vatandaşlardan anladığıma göre orada çok pis dolaplar dönüyor.
Oysa isimlerini alıp, onlardan şikaketçi olma hakkımızın elimizden alındığının ben de sonradan farkına vardım.
Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Bahri Elmas, kafasını kuma gömmüş bekliyor.
Hastaneden gelen şikayetler adamın umrunda bile değil.
Yazık değil mi?
Bir yıl içinde bu hastaneye ne hale getirdiniz?
Vatandaşın böylesine korkudan sindirildiği bir yerde patlama olmaması imkansız.
Kısacası Kocaeli Şehir Hastanesi’nde şiddet bağıra bağıra geliyor.
Sonra da birileri çıkıp mağdurları oynamasın, şimdiden bu hastanede yaşananlar için önlemler alınsın.