Tahsin  Keskin

Gölge Adam'ın yazarı kim?

Tahsin Keskin

GÖLGE ADAM’IN YAZARI!

Gölge Adam, 9 Ağustos Salı gününden itibaren Kocaeli Zirve’de yazmaya başladı.

Doğrusu, Gölge Adam'ın yazıları oldukça da ilgi gördü.

Gölge Adam’ın kim olduğunu merak edenler gerek beni, gerekse Kocaeli Zirve’de yakın tanıdıklarını arayarak bu kişinin kim olduğunu merak ediyorlarmış.

Yazan kişinin istediği ve benim aldığım karar ile Gölge Adam’ın kim olduğunu asla açıklamayacağız ve bununla ilgili de açıklama yapmayacağız.

Ancak bir kereliğe mahsus olmak üzere Gölge Adam’ın kimin olmadığını yazıyorum.

Çünkü gerek Gölge Adam’ın yazılarına gelen yorumlarda, gerekse direkt bize sorulan sorularda en çok muhatap olduğumuz isim olarak Gölge Adam’ın yazılarını Tuğrul Kırankaya’nın yazdığı yönündeydi.

İlk ve son kez bu konuda açıklama yaparak bu mevzuyu kapatıyorum.

Gölge Adam’ın yazarı kesinlikle Tuğrul Kırankaya değildir ve hatta daha da ileri giderek söylüyorum Tuğrul benim sahibi olduğum bir mecrada asla yazı yazamaz.

Şimdi çok daha açık ve net oldu sanırım.

--------------------------------

KASAPLARDA ET YOK!

Geçen hafta içerisinde arkadaşlarımızla kendi aramızda hem güzel bir yemek yiyelim hem de zaman kısıtlanması olmadan eğlenelim dedik.

Biliyorsunuz gece 12’de müzik yasağı devam ediyor.

Körfez’deki arkadaşımın evinin terasında akşam yemeği için sözleştik.

Eve erken geçen diğer arkadaşlarımız mezesinden salatasına, sıcağından soğuğuna herşeyi hazırlamış, sofrayı donatmışlar, bizden de sadece kırmızı et ve ekmek bekliyorlar.

Biz de İzmit’teki arkadaşımı işyerinden alıp, hemen Körfez’e geçeceğiz güya...

Önce bir kasaba uğrayıp evdeki arkadaşlarımızın sipariş ettikleri etleri almamız lazım tabi…

Bir kasaba uğradık bir tek kırmızı et yoktu kasapta.

İkinci kasaptan evden sipariş edilen kızartmalık etleri aldık ama bir sorun vardı ortada.

Arkadaşlarımız için kırmızı et olsun da dananın ya da kuzunun neresi olursa olsun, onlar için farketmiyor ama ben öyle değilim.

Safi et yemeyi hiç sevmiyorum, safi et yemek zorundaysam da sadece kuzu pirzola yiyebiliyorum. Yoksa aç kalırım.

O yüzden de üçüncü kasaba girdik yok, dördüncü de yok.

Yok arkadaş, yok!

Kuzu pirzola için İzmit’in sokaklarını arşınladık resmen.

Şaka gibi…

Koca İzmit’teki kasaplarda kuzu pirzola bulamadık, restoranın birinde birbirinden ayrılmış sadece 4 adet küçük parça kuzu pirzola alabildik.

Fiyatı da ateş pahası elbette.

Kasaplarda istediğimiz eti bulamadığımıza mı kızalım, bir şekilde bulduğumuz etin çok pahalı olmasına mı kızalım, onu da bilemedim.

Aslında kızacak kimseyi de bulamıyorsunuz.

Herkes kendince haklı.

Kasapların kimisi aylar önce koyun eti satmayı bırakmışlar zaten.

Kimisi de yıllarca kendilerinden alışveriş yapan müşterilerini mağdur etmemek ve ayaklarını dükkanlarından kesmemesi için dana kuşbaşı ve kıymalık et bulundurmaya çalışıyorlarmış, o kadar.

Onu da mümkün olduğunca az bulunduruyorlarmış. Çünkü artık kırmızı et satamıyorlarmış.

Kasaplardan öyle eskisi gibi hayvanın şurasından ver, burasından ver, diyemeyeceksiniz.

Artık olanı alacaksınız.

Kasaplar da ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar!

Pandemide en hareketli, en çok iş yapan marketlerden sonra kasaplar değil miydi?

Birden bire bu kadar mı alım gücü düştü de insanlar kırmızı et almayı kesti?

Tek etken alım gücünün düşmesi değil elbette.

Ne oldu peki?

Maliyetlerin çok yükselmesiyle, üreticilerin besiciliği bırakması ve ürün arzının azalması birlikte et fiyatları aşırı dercede yükseldi.

Maliyeti artıran nedenlerin başında da Ukrayna krizi nedeniyle yem fiyatlarının aşırı yükselmesi geliyor maalesef.

Ayrıca akaryakıt fiyatlarının artmasıyla nakliyedeki artış da et fiyatlarının yükselmesinde diğer en önemli etken olarak karşımıza çıkıyor.

Kesimhanelerden aldıkları karkas eti işleyerek müşterilerinin beğenisine sunan kasaplar artık yavaş yavaş tarih oluyor.

Kasaplar, daha çok tavuk etine yönelmeye başladı bile.

Ancak orada da ciddi endişeleri var.

Yem ve nakliye fiyatlarının artmasıyla kapanan üretim tesisleri de tavuk etinde fiyatları yukarılara çekmiş durumda.

Tavuk etinde de arzın talebi karşılayamadığı ve bu nedenle kırmızı etteki aşırı fiyat yükselmesinin beyaz ette de kısa zamanda yaşanmasından endişe ediliyor.

Kısaca sadece kırmızı et değil beyaz ette de çok büyük sıkıntı bizi bekliyor.

ÇÖZÜM: BALIK

Kırmızı etin yanı sıra tavuk etindeki yüksek fiyatların düşmesini beklemek bana göre artık hayal görmekten öteye gitmez.

Öyleyse geriye tek çare kalıyor; balık!

Besleyici, doyurucu ve en sağlıklısının balık eti olduğunu düşündüğümüzde balığın çok önemli bir alternatif olduğunu artık kafamıza sokmamız gerekiyor.

Umarım, akaryakıt fiyatlarındaki bu artışlarla 1 Eylül’de açılacak balık sezonunda hayal kırıklığına uğramayız.

Yorumlar 3
Davut 12 Ağustos 2022 16:26

Tahsin abi, et niye yok biliyor musun: millette akp sayesinde çok para var, herkes etleri almış, kasaplarda et bitmiş. O yüzden et yok.

has izmitli. 12 Ağustos 2022 09:54

sanki abarttın biraz... gecenin kör saatinde et ararsan bulamazsın tabi

İzmitli 12 Ağustos 2022 09:20

Yine olmadı çünkü bu resmen Tuğrul kirankaya atma birtek benden söylemesi yazmadı

Yazarın Diğer Yazıları