Tahsin  Keskin

Böyle hadsiz görülmedi!

Tahsin Keskin

Bugünlerde bana maillerle, mesajlarla gelen ihbarların whatsapp’tan gelen haber linklerinin haddi hesabı yok.

Hepsini tek tek okuyorum.

Hemen hemen hepsi de destek mesajları.

Çoğunluğu da Ak Partililerden geliyor zaten.

Söyleyemediklerimizi söylüyorsunuz diye teşekkür ediyorlar.

Hepinize yürekten teşekkür ediyorum.

Durmak yok, yazmaya devam!

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Pazar akşamı bir arkadaşım önce aradı sonra konuştuğumuz konuya ilişkin bir haber linki paylaştı benimle.

Haber, tahmin edebileceğiniz gibi Aysun Erenkaya’nın sahibi olduğu Kocaeli Barış denilen sitede yayınlanmış.

Haberde benim gazeteciliğim sorgulanıyordu.

Yazıda o kadar anlam kargaşası vardı ki, cümleler defalarca ve anlamsız bir şekilde tekrarlanmıştı. Ne kadar hiddetle ve hadsizlikle yazıldığı belli oluyordu.

Keşke yazıyı önce bana gönderselerdi. Düzeltip tekrar onlara gönderebilirdim. Böylece bu işten ne kadar anlamadıkları ortaya çıkmazdı.

Neyse!

Şimdi gelelim benim gazeteci olup olmadığım ile ilgili konuya.

Ben kendimi hiçbir zaman ne gazeteci, ne yazar, ne gurme, ne analistçi, ne reklamcı olarak görmedim.

Yaptığım işin karşılığı olarak toplumda ne sıfat verilirse ona eyvallah derim. Hadsizlerin söylediklerine değil…

Ancak hangi işi yaparsam yapayım en iyisini yapmaya özen gösterdim her zaman.

Benim gazetecilik mesleği ile tanışmam 2000 yılının sonlarına doğru oldu.

Öyle gazeteci veya muhabir olacağım diye bulaşmadım bu işe.

Ankara’da kaymakamlık sınavına hazırlanırken yarı zamanlı olarak ek gelir elde etmek için zamanın Ankara Anadolu gazetesinde bu meslekle tanıştım.

Bu gazetede yarı zamanlı muhabirlik yaparken en büyük kazancım duayen gazetecilerle tanışmak ve onların bilgi birikimlerinden yararlanmak oldu.

Engin Ardıç, Fikret Bila, Oktay Ekşi, Derya Sazak, Sedat Ergin, Zafer Mutlu, Ufuk Güldemir , Selahattin Duman gibi ustalardan sadece gazetecilik değil yaşamla ilgili de öğütler aldık.

Bir de iki arkadaş olarak aynı zamanda kaymakam adayı olduğumuz için biraz daha fazla önemseniyorduk sanki...

Çok severdim Ankara’yı. Çok soğuktu ama mesleğinde hadsiz insanların pek rastlanmadığı bir şehirdir orası. Özel olduğunuzu hissedersiniz orda.

Neyse, tekrar sana gelelim Aysun!

Senin yaşın en az benim kadar var.

Ben 2000 yılının sonundan itibaren bunca tecrübeli gazetecinin bilgi birikimiyle yoğrulurken sen İzmit’te ne yapıyordun Aysun?

Ben senin gibi emlakçı sekreterliğinden gelmedim.

Aysun, senin gibi 1.000 liraya internet sitesi kurup klavyeden gazetecilik oynamadım.

Aysun, sen gazetecilik nedir bilir misin de bana gazeteciliği öğreteceksin?

Şu sorduğum soruların kaçına cevap verebileceksin Aysun?

Sen gazete kokusu nedir bilir misin Aysun?

Sen haberi, reklamı yayına yetiştirmek için sabahlara kadar hiç uyumadan çalıştın mı Aysun?

Sen ulusal bir gazetenin genel yayın yönetmeni ile planlamalar yaptın mı Aysun?

Bırak planlama yapmayı senin ulusal bir gazetenin genel yayın yönetmeni ile hiç sohbetin oldu mu Aysun?

Bir gazete yayına nasıl hazırlanır bilir misin Aysun?

Sürmanşet nasıl atılır bilir misin Aysun?

Ben bunların hepsini tam 13 yıl boyunca yaptım Aysun.

Bütün bunları yaparken Posta Doğu Marmara’da her hafta aralıksız köşe yazısı da yazdım Aysun.

Dahasını da söyleyeyim. 2018 yılına kadar ulusal basında Kocaeli’den yazı yazan tek kişiydim Aysun.

Peki ben bütün bunları gazetecilik adına yaparken sen gazetecilik adına ne zamandan beri ne yaptın Aysun?

Gerçekten bu kadar ezmeyi istemezdim seni ama bunu sen istedin Aysun.

Bazen isteyene istediğini vereceksin ki haddini bilsin.

Birileri gibi bu yazdıklarımdan izaç olursan haber ver olur mu?

Yazarın Diğer Yazıları