Tahsin  Keskin

Bakın SEDAŞ'ın şu yaptığına!

Tahsin Keskin

Döviz kurundaki artışlar nedeniyle uzun zamandır herkes yatırımlarını bekletiyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın yatırım yapın çağrısına rağmen çok az sayıda iş insanı yatırıma yöneliyor maalesef.
Çünkü genelde dövizde parasını bekleterek hiç risksiz garantili kazanç yolunu seçiyor insanlar.
Çok az da olsa bu ülke için parasını riske eden, yatırım yapan insanlar var.
Bunlardan biri de Kocaeli’deki Ubay Ailesi’dir.
Bu aile, inşaat şirketleri, restoranları ve özellikle de ekmek fırınları ile Kocaeli’ne ün salmışlardır.
Hepsini çok yakından tanırım.
İşlerinde çok iyi, vatanını milletini seven, adam gibi adamdırlar.
Yaşar, Mustafa, Hasan, Nusret Ubay, benim abim gibidirler.
Hepsi benim için candır.
Geçen hafta bu ailenin çocuklarından yakın dostum, adaşım Tahsin Ubay, aradı beni.
‘’Başiskele’de ekmek fırını açmaya çalışıyoruz ama karşılaştığımız zorluğu bir görsen ancak inanırsın.’’ Dedi.
Özellikle bu zamanda birileri yatırım yapacak üstüne üstelik bu engellenecek?
Olacak iş değil!
Ertesi günü Başiskele Körfez.Mah Mahmut Çavuş Cad. No: 28 adresinde açılmayı bekleyen ancak SEDAŞ’ın yarattığı tehlike yüzünden açılamayan Ubaylar Ekmek Fırını’na gittim.
Milyonlarca lira harcanarak açılışa hazır haline getirilen Başiskele’deki Ubaylar Ekmek Fırını’nın önündeki elektrik box kutusu görünce şaşkına döndüm.
Elektrik box kutusunun burada ne işi var kardeşim?
Hadi zamanında özel mülkün yerini gasp ettiniz de şimdi kaldırın bari kardeşim.
Burası Ubaylar Ekmek Fırını’nın özel mülkü.
Elektrik box kutusu resmen tam ortada duruyor.
Allah korusun orada bir kaza meydana gelse bunun sorumlusu kim olacak?
Herkes yatırımlarını durdururken yatırım yapan bu iş insanlarını kim cezalandırmak istiyor acaba?
Fırının inşaatı başladığı bir yıldan beri SEDAŞ’a dilekçe veren ve defalarca kaldırılması için mücadele eden işletme sahibi Tahsin Ubay bana şunları söyledi;

‘’Burası bizim özel mülkümüz. SEDAŞ bize haber vermeden zamanında elektrik box kutusunu buraya yerleştirmiş. Ekmek Fırını inşaatı başladığı 2020 yılından bu yana elektrik box kutusunun buradan kaldırılması ya da yerinin değiştirilmesi için resmen mücadele veriyorum. Resmi dilekçe de verdim, defalarca SEDAŞ’a da gittim ama maalesef bir sonuç alamadım. Özel mülkümdeki elektrik kutusunun kaldırılması için milletvekillerini, bakanları mı araya koyacağız. Hazırlıklarım tamam ama SEDAŞ yüzünden işyerimi açamıyorum. Böyle bir şey olabilir mi? SEDAŞ, yatırımcıya neden zorluk çıkartıyor. Neden cezalandırılıyorum. Ayrıca burası araç trafiğine açık. Burada  bir kaza olsa bunun hesabını kim verecek. '’
Bakalım SEDAŞ, elektrik box kutusu buradan ne zaman kaldıracak?

--------------------------------------------------------------------------------------------

YALANCI ADEM PUSUYA YATMIŞ!
Yalan ve iftiralarından dolayı Adem’e çok kızgınım.
O yüzden başrolden çıkarttım onu.
Gördüğünüz gibi sadece yardımcı oyuncu rolü veriyorum Adem’e.
Ancak tek başına sadece Adem de demek istemiyorum ona.
Diğer Ademler’in itibarını zedeliyor çünkü.
Oysa bu ismi taşıyan çok sevdiğim ve saygı duyduğum ağabeylerim var.
O yüzden seni diğer Ademler’den ayırmak için sana Yalancı ismini verdim Adem.
Sen bundan sonra Yalancı Ademsin.
Bu arada bizim Yalancı Adem, benimle ilgili öyle derin araştırmalara girmiş ki; sormayın.
Google’dan aradığını bulamayan Yalancı Adem, gazetedeki çalışanlara emirler yağdırıyormuş.
‘‘Tahsin Keskin ilgili olumsuz ne varsa araştırın, bulun, getirin bana’’ diye.
4 gündür benimle ilgili araştırma yapan çocuklar artık çok yorulmuşlar.
Yeter artık deyip, neredeyse kazan kaldıracaklar.
Kimlere ulaşmışlar bir bilseniz, ama elde var kocaman bir sıfır.
Yalancı Adem yazacak bir şey de bulamıyor şimdi.
Yalan yazınca gazetesinden bile tepki geliyormuş ona.
Üstelik karizma da fena çizildi.
Hal böyle olunca Yalancı Adem, her gün sinirli bir adam oluvermiş işte.
Gazetedekilere çok bağırıyormuş artık.
Adamın psikolojisini bozmuş olabilirim gerçekten de ben gazetede çalışan emekçi kardeşlerime üzülüyorum, çünkü onlar benim baş tacım.
Şimdi bu adam ‘’İzaç oldum, Tahsin Keskin’den davacıyım’’ demesin.
Ne yapayım, sen kaşındın Yalancı Adem.

-------------------------------------------------------------
Bugünkü yazımı bir kıssa ile bitirmek istiyorum.
Yer: İstanbul'da Haydarpaşa Vapur İskelesi.  
Bir yolcu vapuru iskeleye yanaşacak ama fırtına sallıyor. Yolcular aceleci ve çıkış yerinde izdiham... Vapurun yalpalaması sırasında bir köpek denize düşüyor ama kurtarmaya kimsenin niyeti yok. 
Bir uğultu ki sormayın. O arada bir de ne olsun köpek tam boğulmak üzere iken birisi atılıp, yolcuların büyük tezahüratı ve alkışları eşliğinde, onu vapura çıkarıyor. 
İşte tam o anda orada bir TV ekibi vardır ve aradıkları haber bulunmuşlardır. 
Spiker soruyor köpeği kurtaran adama:
- Sizi tebrik ederim. Bir köpek için bu havada soğuk suya atladınız. Duygularınızı alabilir miyiz?
Gözleri fıldır fıldır dönen kurtarıcı diyor ki:
- ULAN HANGİ İBNE İTTİ BENİ DENİZE.

(Argo için çok özür diliyorum ancak kıssanın anlam bulabilmesi için kıssayı olduğu gibi aktarmam gerekiyordu)
 

Yazarın Diğer Yazıları