İsmet Çiğit

Risk çok büyük, sorumlu davranmalıyız

İsmet Çiğit

Sadece ülkemiz için değil, bütün dünya için korona virüs riski bitmedi… 

Belki bu virüs nedeniyle ölüm olayları biraz azaldı ama, bulaşıcılık yeni varyantlarla birlikte çok arttı. 

Bu tablo, herkes için çok büyük riskler oluşturuyor.

Aynı zamanda herkes için hem bireysel, hem toplumsal sorumluluk gerektiriyor. 
……………………..
Son günlerde Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlarda bile günlük vaka sayıları 100 bin sınırına dayandı. Üstelik bu günlük test yapılan 450 bin civarındaki insan içinden, testi pozitif çıkanların rakamıdır. Test yaptırmayan pek çok insanın da virüs taşıdığı bir gerçektir ve Avrupa’daki tahminlere göre, her dört insandan biri virüs taşıyıcısı durumundadır. 

Ben bu konuda bedel ödemiş bir gazeteciyim. 2020 yılında bu virüs belasının başladığı ilk dönemde devlet gerçekleri gizlemek için büyük bir çaba içindeydi. Koronavirüs nedeniyle ilimizde Derince Hastanesi’nde gerçekleşen ilk ölüm vakalarını SES’te haber yaptık diye gece sabaha karşı polisler gelip beni evimden aldı, kelepçe takıp karakola götürdü. Bu olayı yaşadığım için olsa gerek, Sağlık Bakanlığı’nın bütün verilerine hala büyük bir şüphe ile bakıyorum. 
…………….
Koronavirüsle ilgili rakamlar hızla artarken, tehlike hızla büyürken, kesinlikle “Eğitime ara verilsin” demiyorum. Çünkü çocuklarımız ve gençlerimiz çok uzun süre eğitimden mahrum kaldılar. Yeni kesintilere tahammülümüz yok. 

Yine bu nedenle, tekrar kapanma yapılsın, işyerleri kepenk indirsin, bütün sosyal faaliyetler yasaklansın da demiyorum. Çünkü, bu virüs nedeniyle zaten ticaret ve ekonomik hayat büyük tahribat yaşadı. Yeniden kapanmaya, kısıtlamalara kimsenin tahammülü kalmadı. 

Ama bu kadar da gevşek davranılmamalı. Herkes bireysel önlemlerini eksiksiz almalı ve uygulamalı. Bakın ben uzun yıllardan beri şeker hastasıyım.  Haftanın en az 3-4 günü evde sabah hiçbir şey yemeden önce kendi kan şekerimi ölçerim. Çok basit bir olay… Parmağınızı hafifçe deliyor, bir damla kanı elinizdeki küçük alete taktığınız çubuğun üzerine alıyor ve şekerinizi ölçüyorsunuz. 

Koronoavirüsle ilgili olarak sağlık kurumlarında yapılan PCR testlerinin biraz can sıkıcı olduğunu biliyorum. Bu süreçte ben hiç hastanelerde PCR testi yaptırmadım. Ama yakın zaman öncesine kadar birlikte çalışma imkanı bulduğum, kardeşim gibi sevdiğim medikalci Tuğrul Kırankaya’nın Avusturya’dan ithal ettiği, tanesi bugünlerde 200 TL civarında olan basit bir aletle de korona testi yaptırmak mümkün. Tuğrul, birkaç kez bu aletle gazetede herkese test yapmıştı, negatif çıkmıştık. 

Aynı kan şekerini ölçmek gibi bir uygulama. Belki yüzde 100 sağlıklı sonuç vermiyor. Ama en azından bu testte pozitif çıkarsanız, hemen önlem alıyor, bir sağlık kurumunda yeni bir test yaptırabiliyorsunuz. Devletin bu basit testleri yaygınlaştırması ve özendirmesi lazım. Siz de evinizde kendiniz ve aileniz için; ya da iş yerinizde çalışanlarınız için test yaptırmak istiyorsanız, Tuğrul Kırankaya’dan bu basit test aparatını temin edebilirsiniz. 
…………
Mutlaka hepimiz maske-mesafe-temizlik kurallarına uymalıyız. Mutlaka aşılarımızı eksiksiz yaptırmalıyız. Genel manada kısıtlamalara ben de karşıyım ama,  ısrarla aşı yaptırmayanlara yönelik bazı sınırlamalar getirmeye de sanırım artık mecburuz. 

Koronavirüs salgınının ilk dönemlerinde, tam ülke genelinde büyük kapanma kararları alınacağı sırada benim oğlumun düğünü yapılacaktı. Bu kentte oğlumun mürüvveti için davetiye dağıtmaya kalksam, her halde en az 10 bin kişiye verebilirdim. Bir tek davetiye dağıtmadım. Çocuklarımın düğün takısı almalarına engel oldum belki ama, sorumlu davranarak dostlarımı koruduğuma inandım, kendimi iyi hissettim. 

Yılbaşında annemin vefatı nedeniyle cenazemiz vardı. Cenaze törenine katılım davetiye ile olsa inanın yine bir kişiye bile davetiye vermezdim. Cenazemizde Fevziye avlusu tıklım tıklım doldu. Bir yandan kaybettiğim annemin acısını yaşarken, bir yandan da o kadar çok insanın bir araya gelmesinden doğan risk nedeniyle kendimi kötü hissettim. Nitekim, annemin cenaze töreni sonrasında görüştüğüm çok sayıda dostumun hasta olduğunu öğrendim ve kahroldum. 

Yılın en soğuk günlerinden geçiyoruz. Camilerde bütün önlemler kaldırıldı. Özellikle Cuma günleri camilerin açık alanlarında da namaz kılınamadığı için camilerin içi tıklım tıklım oluyor. Cenaze törenlerinde aynı tablo var. İçinden geçtiğimiz süreçte bu konularda bazı kısıtlama ve önlemleri düşünmek gerektiğine inanıyorum. Bir dönem camilerde toplu namaz yasaklandı. Cenaze törenlerine, düğünlere katılım yasaklandı. Şimdi salgının zirve yaptığı dönemdeyiz ve ne tuhaf herşey serbest…

Koronavirüsün bu yeni omicron varyantı çok, ama çok hızlı yayılıyor. Çok bulaşıcı. Artış hızı bu şekilde devam ederse, korkarım sağlık sisteminde de sıkıntılar ortaya çıkacak. Belki yeniden çok büyük kapanmalar ister istemez gündeme gelecek. Avrupalılar, Amerikalılar salak değil.  Önlemler alıyorlar. Biz bütün önlemleri gevşetmiş olmanın yanısıra çok yüksek bir bireysel rahatlık içindeyiz.

Tehlikeyi, riski herkesin görmesi, idrak etmesi lazım. Hastanelere düşüp yatmak, yoğun bakımlarda çile çekmek istemiyorsak; ülke olarak yeniden tam kapanmaya geçip tam ekonomide toparlanmaya hazırlanırken, hep birlikte yeniden çökmeye istemiyorsak, dikkatli olmak, duyarlı olmak, sorumlu davranmak zorundayız. 

İki yıldır ortadan kaldıramadığımız koronavirüs salgını küresel boyutta en önemli, en ciddi sorunumuzdur. Hepimiz hem bireysel, hem toplumsal sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. 

Sağlıklı günler dilerim. 
 

Yazarın Diğer Yazıları