Doğup büyüdüğüm, içinde doya doya ve mutlu yaşadığım İzmit benim aşkım. Bunu her fırsatta yazıyor, söylüyorum.
Ama bu içinden geçtiğimiz dönemde bir İzmit sevdalısı olmanın acılarını, zorluklarını, ıstırabını da içimde, kalbimde hissediyorum.
İzmit’in, İzmitli’nin özellikleri vardı, kültürü vardı, güzellikleri vardı. İzmitli’nin birbirine saygısı, sevgisi, bağlılığı vardı. Hatır sorardık birbirimize, selam verirdik…
Kollardık birbirimizi... Sürekli kendi içimizde bir dedikodu ve çekememezlik döngüsü içinde zaman zaman bocalasak da, bu kentin değerlerini hep birlikte korur, kollar ve yaşatırdık...
Bitiyor bu özellikler...
Avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor İzmit…
……………………
Salı günü uzun bir aradan sonra (neredeyse 5 yıl) İstanbul’a gittim…
Çok sevdiğim arkadaşım, kardeşim Başar Kardeşler’in bir süredir İstanbul’da yaşayan annesi Rezzan Kardeşler vefat etmişti ve cenaze töreninde bulunmayı görev kabul ettim.
Rezzan Kardeşler, 78 yaşında vefat etti.
Bu kentte iz bırakmış, bu kentte pek çok kişinin hayatında etkili olmuş, bu kentte bugünlerde bile “Politikacı, eski milletvekili, işadamı” sıfatıyla dolaşan insanlara dokunmuş, faydalı olmuş bir insandı.
Demirel’in AP’sinde, DYP’sinde aktif görevler yaptıktan sonra MHP’ye katılmış, orada da önemli yönetim kademelerine yükselmişti.
Gençlik ve orta yaşlılık dönemlerinde bu şehrin en şık, en zarif hanımefendilerinden biriydi. Sonra eşini kaybetti. Hacı oldu, örtündü…
Bu kentte en zarif başörtüsünü kullanan, en zarif tesettür giysileri içinde görünen hanımefendiydi.
Hem namazını kılan, ibadetini eksiksiz yerine getiren, hem piyanosunu çalan, eşiyle dans eden zarif bir hanımefendi.
Oğlu Başar’la olan arkadaşlığım nedeniyle evine girip çıkabilen biriydim..
Hem çok sever ve sayar, hem de korkardım Rezzan Teyze’den...
O’nun disiplinine, temizliğine, titizliğine ve her konudaki öngörülerine büyük saygı duyardım.
Benim için örnek bir insandı. Gerçek bir İzmit hanımefendisiydi…
Rezzan Teyze, İYİ Parti kurulduktan sonra Meral Akşener’in yanında yer aldı. İYİ Parti’de de çok saygın, önemli konuma geldi.
İlk rahatsızlığını, İYİ Parti’nin Ankara’daki bir toplantısı sırasında yaşamıştı. Hastalığı döneminde bir süre İzmit’te oğlu Başar’ın yanında kaldı. Sonra İstanbul’daki evine dönmüştü.
………………………
Cenaze töreni Salı günü İstanbul Beşiktaş’ta, Teşrifatçı Hacı Mahmut Camii’nde düzenlendi.
Eşimle birlikte, kardeşim Tuğrul Kırankaya’nın arabasıyla İstanbul’a gittik. Caminin adını navigasyona yazdılar, kendimizi Teşrifatçı Hacı Mahmut Camii’nin önünde bulduk.
Cami avlusuna girdim... Gözüm, İzmit’ten gelenleri arıyor..
Bir köşede Sedat Sapmaz, Ahmet Kobak ve eşlerni otururken gördüm. Bize de sandalye ayırmışlar.
Avluda başka İzmitli arıyorum.. İzmit siyasetinden insanlar arıyorum. Sağlığında Rezzan Teyze ile görüşmek için çabalayan, O’nunla birlikte görünmek için birbirini itekleyen insanların varlığını bilirim.
Caminin avlusu dolu... Rezzan Teyze’nin kısa süre yaşadığı İstanbul’daki dostları…
Musalla taşının arkasında çelenkler...
Meral Akşener’in, İstanbullu siyasetçilerin, iş insanlarının taziye çelenkleri. İYİ Parti’nin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu geldi.
Annesinin tabutu başındaki Başar’ın yanından hiç ayrılmadı.
………..
Gözüm, avluda İzmitli aradı… Gözüm, çelenkler arasında İzmit siyasetinden isimleri aradı. Ben, Sedat, Ahmet, eşlerimiz ve son bir-iki yıldan beri Başar’ı tanıyan Tuğrul..
Başka göremedim. Üzüldüm.
Ahmet’le Sedat öğlen namazı için camiye girdiler. Ben cenaze namazında Rezzan Teyze’me son görevimi yaptım.
Cenaze Topkapı Mezarlığı’nda toprağa verilecekti. Biz camiden çıkıp döndük..
İzmit’e dönene kadar düşündüm… Aklımdan pek çok isim geçti...
Neden bunlar Rezzan Teyze’nin cenaze törenine kalkıp gelmemişti?
Neden İYİ Parti Kocaeli Teşkilatı’ndan bir kişi bile yoktu?
Meral Akşener’e ulaşabilmek için, hasta halindeyken bile Rezzan Teyze’nin kapısını çalıp, görüşmek isteyen insanlar bu son görev için neden bir zahmete katlanmamışlardı?
Biz, gerçek İzmitliler olarak değerlerimizi kaybediyoruz, özelliklerimizi kaybediyoruz sevgili dostlar…
Trabzon’dan, Rize’den, Gümüşhane’den, Diyarbakır’dan, Erzurum’dan gelenler bu kentte birbirlerini alabildiğine koruyup, kollarken, biz kendi kültürümüzü, kendi hasletlerimizi, birbirimize olan saygı ve sevgimizi kaybediyoruz.
Fuar’ı kaybetmişiz, Seka’yı kaybetmişiz, Halkevi’ni kaybediyoruz… Bunlar da önemli.
Ama daha tehlikelisi, biz insanlığımızı kaybediyoruz.
Birbirimizi kollamayı, birbirimizi sevmeyi, birbirimizi saymayı kaybediyoruz.
Bu kentin KOTO’sunda Necmi Bulut, Kocaelispor’unda Engin Koyun başkansa, bu kentin yerel medyası abuk sabuk adamların eline kaldıysa, biz bu şehrin özelliklerini, güzelliklerini nasıl koruyabiliriz?
Ey İzmitli...
Ey, “Ben İzmitliyim. Ben İzmit’i severim” diye övünen hemşerim... Aynaya bak, kendine gel.
Bugün bu şehri kimler temsil ediyor?
Bugün bu şehirde sen neredesin, bu şehri “memleketim” kabul etmeyenler nerede?
Biz bu İzmit’i nasıl koruyup, kollayacağız?
Sedat, Ahmet, Tuğrul, ben…
Rezzan Kardeşler’e son yolculuğunda eşlik eden İzmitliler sadece bunlarsa, bu kentin kendi değerlerine sahip çıktığını nasıl söyleyebiliriz?
Ben öldüğümde de Fevziye avlusunda göstermelik toplanmayın...
Gidin, Necmi Bulut’a oy verin, Engin Koyun ile birlikte üçlü çekin...