İsmet Çiğit

Domates ekin, maydanoz ekin!

İsmet Çiğit


Çocuktum.. Rahmetli babam Değirmendere’yi çok severdi. Her yıl yaz aylarında Değirmendere’deki yazlığımıza giderdik… 

Bir yaz günü, çok sulu bir şeftaliyi önce soğutmuş, sonra elime yüzüme bulaştıra bulaştıra afiyetle yemiştim. Şeftalinin çekirdeği elimde kaldı. Utanmasam onu da yiyecektim.. 

Deniz kenarında, bahçeli evde oturuyorduk. Rahmetli babaannem elimde şeftali  çekirdeği ile bahçenin ortasında durduğumu gördü.  “Toprağı eşele, o çekirdeği toprağa göm” dedi. 

Ayağımla eşelemiştim toprağı.. Birkaç santim… Çekirdeği o çukura gömdüm… Unuttum… Ne sulamak, ne gübre, ne başka bir şey… 
Ertesi yaz yine aynı eve döndük.. Bahçede şeftali ağacının ilk fidesini görmüştüm. 

Sonraki yaz biraz daha büyüdü. 3-4 yıl sonra bizim evin bahçesinde bir şeftali ağacı.. 

Meyve vermesi için aşılamak falan lazımmış. Bunu becerememiştim. Ama basit bir çukura ağzımdan çıkartıp gömdüğüm şeftali çekirdeği koca bir ağaç olmuştu. 

Sonraki yıllarda bizim kiracı olarak oturduğumuz evi bulunduğu bölge çok değerlendi. Ev sahibi sattı. Bir müteahhit aldı.. Denize sıfır beton binaları dikti, benim şeftali ağacım da gitti. 
……………….
Şunu anlatmaya çalışıyorum; öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, dünyanın en verimli toprakları üzerindeyiz.. 

Çekirdek ek, ağaç çıksın.. Tohum at,  bitkiler fışkırsın. Adam ek toprağa, adam çıksın… 

Kıymetini bilmiyoruz.. Bu toprakları, bu verimli toprakları ziyan ediyoruz, yazık ediyoruz… 

1999 depreminden sonra bir süre Balaban bölgesinde lüks bir sitede yaşadım. 

Oturduğum villa tipi evin önünde geniş bir bahçe vardı. Bir gün alışveriş için girdiğimiz bir büyük marketin kenarda köşede kalmış reyonunda süslü küçük paketler gördüm. 

Çok çeşitli bu küçük paketlerin her biri farklı bir zerzevat tohumuymuş.. Bir paket maydanoz tohumu, bir paket çeri domates tohumu almıştım. 

Tamamen iş olsun diye.. Evimin önündeki bahçeye bir sabah maydanoz tohumlarını serptim. Bir başka sabah, çeri domates tohumlarını küçük çukurlar açarak gömdüm. 

Yine unuttum.. Aradan bir süre zaman geçti.. Evimin önündeki bahçe maydanozla dolmuş... 

Çeri domatesler, küçük fidanların üzerinde adeta birer küçük yeşil zeytin gibi  dolmuş… 

Ne keyifli bir salata yapmıştım o kendi ektiğim tohumların verdiği maydanoz ve çeri domatesle, size anlatamam.. 
…………………….
Ne güzel bir coğrafyadır bizim yaşadığımız bu coğrafya… Ne verimli, ne bereketli... 

Bu nedenle dünyanın en lezzetli, en küçük çekirdekli kirazı buralarda yetişirdi. En lezzetli fındık, en sulu elma, en  gazel şeftali... 

Ayva, fasulye, enginar… Aklınıza ne gelirse... Dünyada en kaliteli, en çok beğenilen tütün bu kentin topraklarından fışkırırdı. 

Ceviz, armut, karpuz,  aklınıza hangi meyve, hangi sebze geliyorsa; at tohumu toprağa,  fışkırsın.. 

Çileğin en kırmızısı, üzümün en buğulusu bu topraklarda yetişirdi. Karpuzun kralı,  arıcılığın, hayvancılığın en iyisi bu topraklarda yapılırdı. 

Yıktık, bozduk, kestik attık hepsini... 

Topraklarımızı betonlarla kapladık. Villa siteleri yaptık, apartman siteleri kurduk.

 İş olsun, sosyetenin gözü doysun diye önlerine bir de havuz kondurduk. Şimdi Araplara satıyoruz. 
…………
Ya denizimiz… İstavritin, uskumrunun,  lüferin, palamudun, kırlangıcın, karagözün en irisi, en lezzetlisi  bizim bu küçücük Körfez’de çıkardı. 

Bu Körfez’de Beylerbeyi, Vaniköy, Ortaköy isimli  şehir hatları vapuru İzmit Karamürsel arasında sefer yaparken, yunuslar çevresinde dans ederdi. 

Topraklarımızı betonla doldurduğumuz gibi, denizimizi de zehirle doldurduk. 

Ne zerzevat kaldı, ne meyve, ne de balık var artık… 

Ama inanın bana.. Hala çok verimli bu topraklar… 

Şimdi  Alikahya bölgesinde Sarıdere kenarında oturuyorum. Geçenlerde balkonda sigaramı tüttürürken izledim.

Yaşlıca bir kadın, Sarıdere kenarında, otoban ile dere arasındaki boş ve sahipsiz bir karış arazide bir şeyler yapıyor. 

Aradan 15-20 gün kadar geçti. Ya da bir ay.. O yaşlı kadının eşeleyip bir şeyler yaptığı bölgede her biri basketbol topu büyüklüğünde karalahanalarla doldu. Sahipsiz araziye kara lahana ekmiş yaşlı teyze… Sonra geldi, topladı. Her halde bir kısmını evine ayırdı, kalanı pazara götürüp sattı. 

O karalahanaların top top çıktığını, büyüdüğünü gördüğümde piyangodan ikramiye çıkmış gibi sevindim… 

Hala çok verimli bu topraklar.. Hala bir eksen, on veriyor.. 

Hala çok verimli bu deniz… Biraz denetim yapılsa, biraz bu denizi kirleten hainlerin yakasına yapışılsa, öküzlerinin bokunu dökenlerin, bu denizin kenarına asit deposu yapmak isteyenlerin çanına ok tıkansa, yine bu Körfez’de dans eden Yunuslarla birlikte yüzeriz. 
…………….
Bu kentte boş bulduğunuz yeri ekin sevgili dostlar… 

Ne bulursanız ekin... Meyve, sebze ekin… Size misliyle geri verecektir.

Bir basit sandal bulursanız, ya da elinize basit bir olta geçerse, bu Körfez’e atmaya devam edin sevgili dostlar… Sabırla bekleyin… 

Şimdi bu oltalara bolca kaya balığı, arada bir tek tük istavrit geliyor olsa da, inanın bir gün yeniden uskumru gelecek, lüfer çekeceksiniz.. 

Üretmek zorundayız. Allah’ın bu coğrafyaya verdiği nimetleri ziyan etmek yerine değerlendirmek zorundayız. 

Lütfen ekin.. Boş bulduğunuz her yere ekin.. Domates ekin, maydanoz ekin… 

Göreceksiniz, tabiat size misliyle geri verecektir.
 

Yorumlar 4
Cenk Cemil 23 Haziran 2022 20:28

Sanayileşme ve iş uğruna altındeğerindeki ovalarımzı fabrikalarla ve sanayi siteleriyle doldu ! Kullar ovası, Başiskele-Kavaklı Sahili, Altınova'daki hep 1. sınıf Tarım Arazileri zenginlerin insaatlarına peşleş çeklidi ! Bu arazilerin betonlaşmasına imza tanalrın hiçbirini affetmiyoruz !

ALDIRMA CAMBAZA BAK 23 Haziran 2022 11:49

Üzülme sayın çiğit, SUDAN da milyonlarca dönüm arazi kiralamış a k p li bakanlar , geçen günlerde Venezuela lı kKARDEŞ MADURO geldi .Venezuela da tarım yapacakmışız.Venezuela da olsa olsa PUdRA ŞEKERİ yetiştirilir,PUTİN kardeşten bakliyat,Esed ve taliban kardeşten işci ,SUDAN Abdülfellah kardeşten sebze ve meyveler ler taze taze gelecek KEK,PÜSKEVİT BEDAVA bize de yuvarlanmak kalıyor...

Kazım Peynirci 23 Haziran 2022 10:28

Toprakla bağımızı yitirdiğimiz herşeyi satın aldığımız bir dönemde ekip biçmenin üretmenin kıymetini yokluk çekerek öğrenmek zorunda kalmadan bir şeyler yapmalıyız.

İzmitli 23 Haziran 2022 00:13

Köylerdeki genç nesil köyünü terketti şehire geldi toprağını işlemeyi bıraktı. Şehirde asgari ücrete çalışıyor. Toprağını ekseydi daha çok kazanacaktı. Gidişat iyi değil kal sağlıcakla İzmitin adamı sayın Çiğit

Yazarın Diğer Yazıları