İsmet Çiğit

Cehalet, inat ve düşmanlık

İsmet Çiğit

Başlıktan anlamışsınızdır sanıyorum. Bugün de Kocaelispor’dan söz edeceğim.

Sevgili dostlarım, değerli Kocaelisporlular, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete...

Güç bile kurtardığımız, ayağa kaldırdığımız Kocaelispor’u, ısrarla, inatla, cehalet ve düşmanlıkla yeniden büyük bir bataklığın içine sokuyor, bizleri yeniden alt liglere geri dönme riskleri ile karşı karşıya getiriyorlar.

Hiç kimse bizden, biz Kocaelisporlulardan, bu cahil ve küstah kafalara saygı göstermemizi, onlara hoşgörü ile bakmamızı bekleyemez.

Bir yanlış yaparsınız, akli başında insanlar sizi uyarınca bu yanlıştan dönersiniz. Bu bir erdemdir.

Ama çok büyük bir camiayı yaralayan, bu camiaya çok büyük zararlar veren cahil ve inatçı yanlışlarınıza, aklı başındaki bütün insanların ikazlarına rağmen devam ediyorsanız, bunda bir kasıt vardır demektir. Kocaelispor’a karşı böylesi büyük bir kast ve düşmanlık içinde kötülük yapanlar, bu işin sonunda Gümüşhane’ye de, Trabzon’a da kaçıp gitseler peşlerini bırakmayacağımızı bilmelerini isteriz.

…………………………..

Son Ümraniye maçımıza bakalım.  Lider takımın karşısına eksik kadroyla çıkmış birtakım olarak görünüyoruz. Lidere 90 dakika direnmiş, beraberliği korumuş ve maçın uzatma dakikalarında bir penaltı gölüyle maçı kaybetmiş gibi görünüyoruz. Bu açıdan bakılırsa, sanki Ümraniye yenilgisinin haklı mazeretleri var gibi duruyor.

Ama işin aslı öyle değil… Kocaelispor, Ümraniye maçında da son derece korkak, silik ve aciz futbol oynadı. Engin Koyun ve Mustafa Reşit Akçay kafasıyla oynadı. Rakip takım maçı kazanmak için elinden gelen herşeyi yaptı. Riskleri göze aldı. Elindeki bütün silahları sahaya sürdü.

Biz, dar ve cahil kafaların yönetiminde, “0-0’ı korumak” için çabaladık. Rakip gol silahlarını sahaya sürerken, bizim Trabzon Filozofu, Teknik Direktörümüz, bu ligin en önemli oyuncularından, bu ligin en çok gol pası veren oyuncularından İlyas Kubilay’ı yanında oturtmaya devam etti.

…………….

Kocaelispor, çok büyük bir camia... Formasının, isminin, camianın ağırlığı var. Ümraniye maçının 21’inci dakikasında   bizim kalecimiz, rakip oyuncu Onur Ayık’ı ceza sahası içinde düşürdü. Bence kesin penaltıydı. VAR olsa, hakemi ekran başına çağırırlar, penaltıyı çaldırırlardı. Hakem, Kocaelispor aleyhine bu penaltıyı çalamadı. O kadar çok gereksiz fauller yaptık ki, rakibe sürekli şans verdik. Uzatma dakikalarında da çok saçma bir faulün ardından kullanılan serbest vuruşta çok saçma bir penaltı yaptık. Maçı kaybettik.

Bu kulüp çok kötü yönetiliyor. Hatta yönetilmiyor, savruluyor. Takımdaki hiçbir oyuncunun, Engin Koyun yönetimine veya Mustafa Reşit Akçay’a en küçük bir saygı duymadığını düşünüyorum. Canı isteyen, “Benim düğünüm var” deyip memleketine gidiyor. Canı isteyen, sakatlığını bahane edip, bu Covid ortamında ülkesine çekip gidiyor. Takıma kim geliyor, kim gidiyor belli değil… Siyasi parti rozeti, siyasi tercihlerle kulübün doktoru değiştiriliyor,  kafalarına uymayan futbolcuları gönderip, siyaseten kafalarına uyun futbolcuları alıyorlar. Futbolculara paralarını belki eksiksiz ödüyorlar ama kulübü yönetemiyorlar.

Maçlara dikkat edin. Bu ligde en çok kart gören takımlardan biriyiz. Bizim futbolcular sert oynadıkları, rakibin tehlikeli ataklarını durdurdukları için kart görmüyorlar. Gereksiz itirazlardan, gereksiz itiş kakışlardan kart görüyorlar. Bu tablo bile kulübün ne kadar kötü yönetildiğini, yönetim ve teknik kadronun futbolcular üzerinde ne kadar etkisiz ve yetkisiz olduğunu göstermeye yeter.

Çok gereksiz fauller yapıyoruz. Çok basit golleri kaçırıyor, çok basit hatalarla rakiplere şans veriyoruz.

Maçlarda bizim takımın bir duran top çalışmasının bile olmadığını görüyoruz. Korner atamıyoruz. Dünyada amatör liglerde bile takımlar hücuma kaleci ile başlarlar. Bizim kalecimiz topu eline aldığında nasıl oyuna sokacağını bile bilmiyor. Kaleci degaj yapıyor, top rakipten dönüp, yine kalemize geliyor.

Neresinden baksanız berbat bir takım, rezil bir kulüp haline getirdiler bizim Kocaelispor’umuzu...  Bu hatalarında da, bu cahil inadında da ısrar ediyorlar. Ligin dibine doğru hızla gidiyoruz.

Bugün önünüze hem Süper Lig, hem 1’inci Lig puan cetvellerini önünüze koyun. Kocaelispor 1’inci Lig’de ne durumdaysa, Türk Futbolunun devlerinden Galatasaray da Süper Lig’de aynı durumda... Bu tabloyu bir teselli olarak görebilirsiniz.

Ama Galatasaray pahalı transfer yapmıyor. Borçları düşürmeye, mali tabloyu düzeltmeye çalışıyor.

Biz tam tersine, pahalı transferler yapıyor, kamunun ve kulübün paralarını saçıyor, geleceğini karartıyoruz. Üstelik bağıra bağıra bulunduğumuz ligde düşme hattına gidiyoruz. O çizginin altına bir inersek, kendimizi kurtaramayız.

Eyy Mustafa Reşit Akçay... Biraz utanman olsun. Bak zaten hastasın, ayakta zor duruyorsun. Bırak git, düş yakamızdan… Otur Trabzon’daki evinde istirahat et...

Ey Engin Koyun... Biraz utanman olsun... Bırak git... Bak 2024’te genel seçim var, 2024‘de yerel seçim var. Belki milletvekili adayı, belki Körfez Belediye Başkan adayı olursun. Siyaset yap, ticaret yap, ihale al. Düş yakamızdan….

Bu Kocaelispor size çok amaç çok büyük geldi. Yapamadınız, beceremediniz. Cehaletiniz ve inadınızla bizi hem borç yükü içine sokuyor, hem düşme hattına götürüyorsunuz. Kocaelispor size muhtaç değil. Geçen sezon bu takım sizin elinizde 2’nci Lig’den 1’inci Lige çıkmış olabilir. Ama bu durum, bu sezon bu takımı borç batağı içinde yeniden küme düşürme hakkını size vermez.

Düşün yakamızdan, gök kubbeyi sizin başınıza yıkarız. Siyasetin feriştahı gelse size kurtaramaz.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları