Kalp kırmamayı depremden sonra öğrendi
Gölcük ilçesinde 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremi yaşayan Atakan Öztay, iki kız kardeşini ve babasını kaybetti. 5 buçuk saat enkaz altında kalan ve kız kardeşi kucağında ölen Öztay, 'Depremin bende hem kötü, hem de iyi yönü oldu. Eskiden gençliğin verdiği duygu vardı. Kalp kırmak çok kolaydı. Şuan öyle değil. Yatıp, kalkacağımı bilmediğim için kalp kırmamaya çalışıyorum' dedi
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde meydana gelen ve ‘asrın felaketi’ olarak adlandırılan Marmara depreminde, resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi de yaralandı. 17 Ağustos 1999’da Gölcük ilçesi Kavaklı Mahallesi’nde yaşayan Atakan Öztay da (44), hem iki kız kardeşini, hem de babasını kaybetti.
"Kardeşim kucağımızda öldü"
17 Ağustos gecesinde, tarif edilemez anlar yaşandığını ifade eden Öztay, "Yıldızlar uzansanız tutacak gibiydi, ay bambaşkaydı, hava çok sıcaktı. Bambaşka bir gündü. Gece saat 03.02’de uyuyorduk. Deprem olduğunu saatler sonra anladık, bizim ev enkaz halindeydi. Annem, ben ve erkek kardeşim çıktık. Babam ve iki kız kardeşim rahmetli oldular. Kız kardeşlerimden biri enkazdan çıkartıldıktan 2 saat sonra kucağımızda rahmetli oldu. Bende yaralıydım. Hava kuvvetlerinde görevli bir personel ilgilendi benimle" dedi.
"Annemi 20 saat sonra enkazdan çıkarttık"
5 buçuk saat enkazda kaldığını dile getiren Öztay, "Erkek kardeşim de enkaz altında yaralıydı. Onu çıkarttıktan sonra kenara koyduk daha sonra annemi çıkarmaya çalıştık. Kız kardeşimi 16 saat sonra çıkarttık. Annemi de 20 saat sonra enkazdan çıkarttık" diye konuştu.
Enkazdan çıkartılan aile bireylerinin, çeşitli illere sevk edildiğini söyleyen Öztay, "Ben yaklaşık 4 gün sonra kız kardeşimin cenazesinin getirmeye geldim. Erkek kardeşim Bursa’da bulundu. Annem de İstanbul’da tesadüfen bulundu. İsmi yanlış yazmışlar, kimliği de olmayınca zor bulabildik" şeklinde konuştu.
"Artık kalp kırmamaya çalışıyorum"
Depremin kendisinde kötü etkiler bıraktığına değinen Atakan Öztay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan iyi yönü de oldu. Eskiden gençliğin verdiği duygu vardı. Kalp kırmak çok kolaydı. Şuan öyle değil. Yatıp kalkacağımı bilmediğim için kalp kırmamaya çalışıyorum. ‘Acaba yine olacak mı? Acaba ne olacak? Şimdi ne tür felaket olacak?’ diye düşünüyorum. Kapalı alana giremiyorum, tünelden geçemiyorum. Sıkıntı enkazda kalmak değil, enkazda kaldığımda keşke ölsem ama kurtarılmayı beklemek sıkıntı. Ben 5 buçuk saat kaldım sanki bana 50 yılmış gibi geldi. 20 gün enkazda kalan vardı. Allah onların yardımcısı olsun. 5 buçuk saatte ben bunu yaşadıysam o kişi neler yaşadı Allah bilir"
"İçim sızlıyor"
Depremin ardından Gölcük ilçesine 9 yıl boyunca gidemediğini vurgulayan Öztay, "9 yılın ardından Gölcük’e gittiğimde eski evimin olduğu yere tek katlı ev yapıldığını gördüm. Onu gördüğümde de bile için sızlıyor. Burada veya başka bir yerde hala yıkılmayı bekleyen evler var ve ne gariptir ki o evlerde oturan insanlar var. Oturanlarda da suç bulamıyorsunuz nerede oturacak? Allah bir daha kimseye böyle bir felaket yaşatmasın" sözlerine ekledi