Yarım asırlık aşk hikayesi

Körfez ilçesinde bulunan Kutluca köyünde yaşayan Bozkurt çiftinin 55 yıllık evliliklerindeki saygı ve sevgileri, görenleri hayretler içinde bırakıyor. 55 yıl önce dünyaevine giren Nizamettin (82) ile Zülfiye Bozkurt (72) çifti, hayatın bütün zorluklarını birlikte göğüslüyor. 3 çocuk sahibi çınarların birbirlerine duyduğu sonsuz sevgi, görenlerin de takdirini topluyor.

"O KURU EKMEK KÖFTEDEN DAHA GÜZEL GELİRDİ"

Gençlik yıllarında köy işleriyle ilgilendiğini söyleyen Nizamettin Bozkurt, "Gençken köy işleriyle uğraşırdım. Daha sonra burada taş ocağı açıldı ve orada çalışmaya başladım. 8-10 kiloluk balyozlarla taşları kırardık. Taşları 4 köşe sandık halinde yapar ve arabalara koyardık. 20 sene boyunca yaz kış taş ocağında çalıştım. 38-40 derecenin altında 10 kiloluk balyozla çalışırdık. Yine de yorulmazdık. Kuru ekmeği yolda oynaya oynaya yerdik. O kuru ekmek köfteden daha güzel gelirdi. Eski malzemeleri gün gelir lazım olur diye sakladım. Bu malzemeleri torunlarıma göstermek için saklıyorum. Taş ocağında kullandığım malzemeleri çocuk korur gibi koruyorum, onlar benim hatıralarım" dedi.

"O BENİM 55 SENELİK HAYAT ARKADAŞIM"

Eşi Zülfiye ile tanışma hikayesini anlatan Bozkurt, "Zülfiye ile tanışmamız çeşme başında oldu. Zülfiye ve köydeki kızlar güğümleri kollarına takıp çeşmeye su almaya gidiyorlardı. Arkadaşlarım bana Zülfiye'yi gösterince onunla evlenmeye karar verdim. 18 Haziran 1968 yılında evlendik. Hiç aklımdan çıkmaz, 55 sene geçti aradan. Bize arabuluculuk yapan kişi bana, Zülfiye'nin annesinin evlenme işine olumlu bakmadığını, Zülfiye yerine başka birisini bulmamı söyledi. Benim içime o kadar sıcaklık girmişti ki 'Kesinlikle başka istemem. Olursa o olacak, o olmazsa başka kimseyi istemem' dedim. Nasipte beraber ömür geçirmek varmış, sonra annesi de razı oldu. Beraber çalıştık, beraber yorulduk. 55 seneye dönüp baktığımda sanki bu hayatı dün yaşadım da bugün anlatıyorum. 55 sene nasıl geçti insan farkında bile olmuyor. O benim 55 senelik hayat arkadaşım" diye konuştu.

"İLK BAŞTA AĞLADIM AMA ŞİMDİ ELİNİ BIRAKMIYORUM"
Eski gelenekleri yaşattıklarını söyleyen Zülfiye Bozkurt, "Geleneksel yöntemle taş el değirmeniyle bulgur, buğday öğütüyoruz. Çocuklarımızı evlendirdik, eşimle ikimiz tek yaşıyoruz. Kışın çok kar yağarsa çocuklarımızın yanına kalmaya gidiyoruz. Nizamettin gelip beni gördü ve istedi. 'Olursa bu olacak olmazsa hiç evlenmeyeceğim' demiş. Ben 16 yaşında olduğum için ilk olayın farkına varamadım. Koluma bilezikleri takınca ağladım. ‘Tamam dedim bunlar beni gelin götürüyor'. İlk başta ağladım ama şimdi elini bırakmıyorum. Eşim bensiz hiç duramıyor" şeklinde konuştu.