Ekonomik olarak zor zamanlar geçirdiğimiz şu günlerde aldığımız bazı haberler, edindiğimiz bazı bilgiler gerçekten yüreğimizi yaralıyor.
Daha da ileriye gidiyorum, bu ülkenin vatandaşı olarak resmen tecavüze uğruyoruz, resmen düdükleniyoruz dostlarım...
Aslında tecavüz eden de belli, edilen de ortada ama ses çıkaran yok!
Toplum olarak tecavüzden zevk mi alıyoruz, onu da bilemedim.
Geçen hafta Türkiye’nin şeker gerçeğiyle yüzleşmiş, bu yazıyı yazma adına yazacağımdan çok, daha fazla bilgi edinmem gerektiğine inandığım için biraz beklemiştim.
Araştırmalarımın neticesinde edindiğim bazı bilgileri şimdi sizinle paylaşmak istiyorum.
Türkiye’nin en büyük şeker üreticisi olan Türk Şeker, bir kamu iktisadi teşebbüsüdür.
2020 yılında Türk Şeker’in Türk şeker Tarım adlı özel bir şirketin yüzde 49'una ortak olduğu bilgisine ulaştım.
İşte bu yüzden yani kamu payının yüzde 50’den az olması sebebiyle Sayıştay tarafından denetlenemediğini öğrendim.
Ayrıca illerdeki bayi firmalarının da rantla belirlendiğiyle ilgili bir başka gerçekle karşılaştım.
Bütün bunların üstüne bir de fabrikalarda üretilen şekerin uygun fiyata halka değil de üç harflilere satıldığını öğrendim.
Yani Türkiye’deki vatandaşım veya imalatçım Türk Şeker A.Ş.’ye direkt gidip şeker alamıyor.
Şu anda kısa bir süreliğine ve sadece imalatçıya federasyonlar aracılığı ile belirlenen oranda şeker alma hakkı tanınıyor.
Elbette bu geçici ve çok kısa bir süreliğine olacak.
Oysa üç harfliler öyle mi?
Elbette değil.
ŞOK, BİM, A101 devletin ürettiği şekeri herhangi bir sınır olmadan, hem de istediği kadar Türk Şeker A.Ş.’den çok daha uygun fiyata alabiliyor.
Eminim, siz de, 'yok artık' diyeceksiniz, ama maalesef durum böyle...
Haziran itibariyle Türk Şeker A.Ş.’den bir kilo şekerin çıkış fiyatı 11 lira iken, aynı şekerin ŞOK, BİM, A101’in raflarında perakende satış fiyatı 20 ile 22 lira arasında değişiyordu.
Yapılan son zamlarla birlikte Türk Şeker A.Ş. fabrikasından 15 lira çıkış fiyatı olan aynı şekerin Temmuz ayında süpermarketlerde 26 ile 30 lira arasında satılması bekleniyor.
Bu nasıl bir şeydir kardeşim!
Böyle bir zamanda şekerden yüzde 100 kar etmek ne demektir?
Hiç mi Allah korkunuz yok sizin?
Bu şekeri ŞOK, BİM, A101 vatandaşa daha ucuza satsın diye devlet desteğini sağlarken bu süpermarketlerin yaptığını gören, duyan bir devlet yetkilisi yok mu Allah aşkına?
Ne acı değil mi?
Devletin ürettiği şekeri benim vatandaşım uygun fiyata alamazken, üç harfliler piyasanın anasını ağlatıyor.
Hatta bu zincir marketlerde şekerdeki stokçuluk inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda.
Öyle ki bazı çuvalların üzerinde 2017 yılının üretim tarihinin olduğu iddia ediliyor.
Bu zincir marketler devletin ürettiği şekerde bile bunu yapıyorlarsa diğer ürünlerde nelerin döndüğünü artık siz düşünün.
Bu arada Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Türk Şeker’in önceki yönetiminden hiç de memnun olmadığı bilgisine ulaştım.
Sayın Erdoğan, ani bir kararla Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Alkan’ı görevden alarak gerekli müdahaleyi yapmış ve tüm yönetimi baştan aşağıya değiştirmiş.
Mücahit Alkan’ın yerine Maliye Bakanlığı Denetçiliği, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunda Başdenetçi, Sayıştay Başkanlığında Uzman Denetçi, Sosyal Güvenlik Kurumunda Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulunmuş Dr. Muhiddin Şahin’i göreve getirdi.
4 Haziran 2022 tarihinde göreve başlayan Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muhiddin Şahin ve çoğu akademisyen olan yeni yönetim kurulu üyelerinin hem stokçulara, hem de üç harfli market zincirlerine karşı gereken mücadeleyi vereceğine inanıyor ve kendilerine başarılar diliyorum.
