Geçinemiyoruz!
Ülke genelinde geçim sıkıntısı zirve yaptı.
Görünen köy kılavuz istemez, bunu anlamak için arif olmaya gerek yok.
Üretim yok,
Satılan, kapanan fabrikalar...
Çiftçinin besici giderleri çok, kazanç az olunca çiftçiler işlerini bırakıyorlar.
İşin en kötü tarafı ise dünyada kontrolsüz mülteci ülkesi olduk.
Ne diyelim?
Eve lazım olan, camiye haramdır!
Türk Milleti, nasıl geçineceğini düşünürken, mültecilerde her ailenin en az 6 çocuğu var.
Biz bir çocuğumuzun geleceğini kara kara düşünüyoruz oysa...
Yarın, bu mülteciler nüfusumuzun dörtte birine yaklaşınca, sonuçları düşünmek bile istemiyorum.
Ülkemize büyük bir külfet ve sıkıntılar daha çok olacak elbette.
Emekli maaşı 1500-2500₺ arası alan milyonlarca vatandaşlar var.
Açlık sınırı, asgari ücreti geçmiş.
Bu şartlar altında, gelde geçin.
Bir zamanlar orta direk vardı.
Şimdi, çok fakir, çok zengin sınıfı oluştu.
İktidar yöneticilerin, bir eli balda, bir eli yağda misali, çok lüks hayat yaşıyorlar.
Bir tarafta, halkın seçtiği siyasetçilerin lüks hayatı, bir tarafta seçen insanların açlık sınavı verdiği, bir dönem yaşıyoruz.
Dinimiz bile “komşun açken, tok yatan bizden değildir” diyor.
Ülkemiz de o kadar çok aç yatan var ki,
Umutları aç,
Gelecekleri aç,
Karınları aç insanlar.
Sizler, böyle rahat rahat uyuyun!
Bu dünyanın, öbür dünyası da var.
