Türkiye siyasetinde çok uzun yıllardan beri iktidarda olan partiler ile muhalefette olan partiler hemen her konuda birbirlerinden farklı hareket edeler.
İktidar meclise bir öneri getirir… Muhalefet hemen karşı çıkar, itiraz eder, eleştirir..
Muhalefet partileri meclise bir yasa teklifi veya bir soruşturma önergesi getirir. İktidar bu teklifler çok haklı ve faydayı olsa da reddeder.
Meclis’teki oylamalarda oturumu yöneten Başkan sorar:
“Kabul edenler?”
“Kabul etmeyenler?”
Meclis salonunda eller havaya kalkar, iner. Aslında pek çok konuda genel kuruldaki milletvekilleri neye “Evet” ya da neye “Hayır” oyu verdiğini bile bilmez.
Mensup oldukları siyasi partinin grup başkan vekili “Evet” diyorsa, milletvekilleri de “Evet” oyu verir, “Hayır” diyorsa, milletvekilleri de “Hayır” oyu verir.
Hemen her konuda birbirlerinin aksi yönünde hareket eden iktidar ve muhalefet milletvekillerinin, hep birlikte, oy birliği ile kabul ettikleri bir tek konu vardır:
“Milletvekilleri ve milletvekili emekli maaşlarına yapılacak zam konusu”
Bu konu Meclis’e geldiğinde iktidar-muhalefet fark etmez. Hep birlikte, salonda bulunan milletvekillerinin tamamının oyu ile yani oy birliği ile zam teklifi kabul edilir.
…………………….
Türkiye çok ciddi, belki de Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik kriz döneminin içinden geçiyor. Bu ülkenin sıradan insanları, dar ve sabit gelirli insanlar çok büyük geçim sıkıntısı içinde yaşıyorlar. Ceplerindeki 1 TL’yi harcarken bile defalarca düşünmek zorunda kalıyorlar.
Böylesi bir ortamdan geçilirken, yaşanan büyük sıkıntıyı adil şekilde paylaşmak gerekir. “Biri yer, biri bakarsa, kıyamet ondan kopar” derler…
Bu ülkede çalışanların ücretleri çok düşük kaldı.
Yıllarca çalışıp, emekli olanların ücretleri ise çok daha düşük kaldı.
Hala emekli maaşları 2.500 TL seviyesinde olan insanlar var.
Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak mevcut milletvekillerinin, mevcut bakanların ya da Cumhurbaşkanı’nın maaşını tartışmak istemiyorum.
Ama Meclis’e sevk edilen son ek bütçe yasası ile birlikte emekli milletvekillerinin maaşlarına da önemli miktarda zam geleceği konuşuluyor.
Emekli milletvekili dedikleriniz öyle 25-30 yıl bu millet, bu memleket için çalışmış insanlar değil..
Bir yıl, ya da iki yıl Meclis’te bulunmuş, daha sonra bir daha seçilememiş siyasetçiler bile “Emekli milletvekili” statüsüne giriyorlar. Bu insanlar, yani (emekli milletvekili sayılanlar) için kamudaki hemen her hizmet ücretsiz veya indirimli…
Emekli milletvekili dişini çektirse de ya da yaşı ilerlediği için kendisine, “Mutluluk çubuğu” taktırsa da para ödemiyor..
Bunun üstüne, bir de gerçek emeklilerin maaşlarına göre neredeyse 10 kat fazla emekli maaşı alıyorlar.
Yapılacak son düzenleme ile “Emekli milletvekili” statüsündeki kişiler, ayda 25-30 bin TL civarında emekli maaşı alacaklarmış!
Yukarıda da bahsettim. Bu ülkede ayda 2.500 TL emekli maaşı alanlar var. Gerçekten çalışmış; yıllarca devlete prim ödeyip emekli olmuş insanların ortalama maaşları 4-5 bin TL seviyesinde…
Böyle bir ülkede, üstelik böylesine büyük bir ekonomik kriz yaşanırken, sadece 1-2 yıl hasbelkader milletvekilliği yapmış bir kişinin 25-30 bin TL seviyesinde emekli maaşı alması vicdanlara sığar mı?
Ülkemizde “Emekli milletvekili” statüsünde onbinlerce insan var..
Üstelik bunların çok büyük bölümünün paraya ihtiyacı yok.
Zaten zengin insanlar…
Sadece örnek vermek için isim yazıyorum. Mesela, Hikmet Erenkaya, Sefer Ekşi, Sefa Sirmen, Kemal Köse gibi tanıdığımız insanlar bile emekli milletvekili...
Şimdi, 30 yıl ter dökerek çalışmış, prim ödemiş ve emekli olmuş bir vatandaş 4-5 bin TL seviyesinde emekli maaşı alırken, “Emekli milletvekili” statüsündeki bir insan 35-40 bin TL emekli maaşı alabilecek..
Bu hak mı, bu adalet mi?
……………
Bu ülkede demokrasiyi kesintisiz sürdürebilmemiz için, laik, demokratik hukuk devleti ilkelerini koruyan Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlıklı yaşatabilmemiz için, öncelikle herkesin siyaset kurumuna olan güvenini arttırmamız gerekiyor.
Ama sıradan emekli aldığı tek maaşla sürünürken, milletvekili emeklisi üstelik hiç ihtiyacı yokken devlet hazinesinden çuvalla emekli maaşı alıyorsa, siyaset kurumuna insanların güvenmesini, inanmasını ve sahip çıkmasını bekleyemezsiniz.
Böylesi önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.
