Türkiye hızla cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerine doğru gidiyor. Eylül ayından itibaren siyasetin nabzının çok daha hızlı arttığını, herkesin politize olduğunu çok daha net görebileceğiz.
Siyasete yakın bazı isimler, hala önümüzdeki ekim veya kasım ayında bir erken seçim bekliyor. Ben bu görüşte değilim. Ülkemiz büyük bir yol kazasına uğramazsa, seçimlerin normal zamanında gelecek yıl haziran ayında yapılacağını öngörüyorum.
………………….
Önümüzdeki Pazar günü seçim yapılacağını varsayarak ülkemizdeki ve ilimizdeki siyasi tabloya şöyle bir bakalım.
Malum, Türkiye büyük sıkıntılar çekiyor. Enflasyon adeta çıldırdı. Çok küçük bir azınlık dışında herkes geçim sıkıntısı çekiyor.
Son KPSS soruları örneği de gösterdi ki, devlet kurumlarına güven kalmadı. Belki ülkede asayiş ve huzur var ama eğitim, adalet, basın özgürlükleri gibi konularda çok ciddi sorunlar da yaşanıyor.
Böyle bir olumsuz tablo dünyanın başka bir ülkesinde olsa, hiç kuşkusuz iki gün sonra yapılacak bir seçimde mevcut iktidarın yerle bir olacağını öngörmek mantıklı olabilirdi.
Ama Türkiye’de durum böyle mi?
Bence hayır!
Birinci neden, muhalefetin hala halka umut veremiyor olması… 6’lı masa konusu da çok uzadı, kabak tadı vermeye başladı. 21 Aralık’taki masa toplantısında artık Millet İttifakı’nın aday veya adaylarının belirlenmesi gerekiyor.
İkinci neden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizması… Erdoğan liderliğindeki Türkiye belki çok kötü yönetiliyor ama hala Cumhurbaşkanı’nın ardında küçümsenmeyecek bir destek var. Türkiye’de artık anketlere falan da inanmak mümkün değil.
Ama bence şu bir gerçek: Önümüzdeki pazar günü bir seçim yapılacak olsa, bu seçimin favorisi bulunmuyor.
Eskisi gibi AKP ve Erdoğan için “ceketini koysa kazanır” havası yok.
Ama muhalefet kanadı için de, “Kimi aday gösterirlerse göstersinler, o kişi 13’üncü Cumhurbaşkanı olur” tezi de bence doğru değil.
………………..
İktidarın Türkiye ekonomisini mutlaka düzeltmesi lazım. Enflasyonun Nebati ile düşmesini beklemek belki biraz hayal!
Ama şöyle düşünün:
Karadeniz’de bulunduğu söylenen doğalgaz borular döşenip önümüzdeki kış evlere ulaşırsa…
Akdeniz’de Mavi Vatan’a açılan Abdülhamit Han yaptığı sondajlarda ham petrol bulur da, ülkemizde benzin, mazot fiyatlarında büyük bir gerileme yapılırsa…
Akkuyu’da Rusların yaptığı nükleer santral önümüzdeki yazın başında tamamlanır da elektrik üretmeye başlarsa….
Yani paramız biraz değer kazanır, çok zor geçmesi beklenen önümüzdeki kış mevsiminde doğalgaz, elektrik ve akaryakıt fiyatları bugünkü can yakan seviyelerden makul düzeylere inerse, gelecek haziranda yapılacak seçimlerde Erdoğan yine 1’inci turda seçimi kazanabilir.
Ama bunu yapabilirler mi, işte bu sorunun yanıtı çok zor!
…………..
Gelelim siyasetin yerel tarafına...
Kocaeli’den yine 13 milletvekili seçilecek.
Fatma Kaplan Hürriyet için milletvekilliği defteri kapandı. Belki gelecek yerel seçimlerle birlikte siyaset defterini de kapatabilir.
CHP’nin mevcut milletvekili Haydar Akar tekrar aday olmayacağını bağıra bağıra birkaç kez açıkladı. Bu sözden dönüşü olamaz.
İYİ Parti’de Lütfü Türkkan’ın, MHP’de Saffet Sancaklı’nın başka illerden aday gösterileceği konusunda çok yaygın bir inanç var.
AKP’li mevcut milletvekillerinin büyük bölümünün de artık liste dışı kalacağını, yerlerine yeni isimlerin geleceğini düşünüyorum.
Bana göre yapılacak ilk genel seçimlerde Kocaeli’den yeniden milletvekili seçilmesi en garanti olan isim Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’dur.
Bu süreçte HDP kapatılıp, Kürt seçmen için başka bir parti kurulsa bile, bu dönemdeki çalışmaları nedeniyle Dr. Gergerlioğlu’nun mevcut milletvekillerimiz içinde yeniden seçilmeyi en çok hak eden kişi olduğunu düşünüyorum.
Siyasette çok karışık, çok fazla alternatifin ortalıkta dolaşacağı bir döneme giriyoruz.
Bugünden bakıldığında, yani önümüzdeki pazar seçim olacağı var sayıldığında iktidar ile muhalefetin oy potansiyelleri hemen hemen başa baştır.
Ülke ekonomisi gelecek yılın ilk aylarında da toparlanamazsa, AKP iktidarının sonu gelir.
Ama enflasyon düşer, doğalgaz, elektrik, akaryakıt fiyatlarında rahatlama sağlanırsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yine kimseler tutamaz.
Siyasete günümüz penceresinden bakıldığında ne yazık ki hem iktidar, hem muhalefet sorunumuz bulunduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa’da ve dünyada da iktidarlar el değiştirirken, Türkiye Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ne yapacak?
Bugünden kestirmek gerçekten çok zor.
Umuyor ve diliyorum ki, ülkemizde siyasi atmosfer daha fazla gerildiğinde bu güzel ülkenin talihsiz insanları daha fazla sıkıntı ve sorun içine sürüklenmezler.
